Aziz Yuhanna Katedrali veya Aziz Yuhanna Bazilikası, Türkiye'nin İzmir şehrinde yer alan bir Katolik katedralidir. İzmir Katolik Başpiskoposluğu'nun merkezidir. Adını on iki havariden biri olan Yuhanna'dan almaktadır. İzmir Aziz Yuhanna Katolik Katedral Bazilikası, Vahiy Kitabı’nda belirtilen Yedi Kilise arasından günümüzde ayakta duran tek Kilisedir. Burası, Havari Yuhanna tarafından kurulan Hristiyan topluluğunun evi ve ruhsal merkezidir. Bu kilise aynı zamanda, Türkiye topraklarının en heybetlisi ve Başepiskopos’un makamı olduğu için de en önemli Katolik tapınağıdır.
İzmir Hristiyan Topluluğu, dünyanın en eski cemaatlerinden biridir. Mevcut Başepiskoposluk bölgesinde Pavlus, Barnaba, Luka, Timoteyus, Yuhanna ve Filipos İncil’i duyurdular. Yine bu aynı topraklarda yaşamış Havarilerden, Efes’te Yuhanna ve Hiyerapolis’te (Pamukkale) Filipos’un mezarları yer almaktadır. Eski kaynaklara göre Havari Yuhanna, yaşamının son yıllarında Efes’te kaldı ve aynı yerde öldü. Onun mezarı büyük Bizans bazilikasının kalıntılarında hâlâ görülebilir. Gelenek, Aziz Yuhanna’yı İzmir Kilisesi’nin kurucusu olarak kabul eder. Hiç kuşkusuz, ilk Hristiyan Topluluğu onu tanımış ve onu temel kaynak olarak kabul etmiştir. Havari ile İzmir Hristiyan Topluluğu arasındaki bağın en eski ve açık kanıtı, Vahiy Kitabı’nda gösterilmektedir. Dirilmiş Rab İsa bu metinde, Yuhanna aracılığıyla Küçük Asya’nın Roma antik yönetim bölgesinde yer alan Yedi Kilise’ye yedi mektup göndermiştir. Öyle ki bu Hristiyan toplulukları, Yuhanna aracılığıyla İncil’i tanımış ve ona ruhsal olarak bağlı kalmışlardır.
17.-19. asırlarda, burada bir Havarisel Vekillik makamının varlığı oluştu. Nihayet 1818’de Papa 7. Pius, Apostolatus officium adlı Papalık kararnamesi ile kadim İzmir Başepiskoposluğu makamını yeniden kazandırdı. O zamanlarda Katolik Topluluğu, çobanlık ve öğretici görevinin bir işareti olarak, “episkoposluk makamının” ikameti olacak bir kiliseye ihtiyaç duyuyordu. Dolayısıyla, Episkoposun makamını muhafaza eden bu kiliseye “Katedral” (Latince, cathedra=Kürsü, makam) denilmektedir ve bir diyosez (episkoposluk) bölgesinde yer alan kiliselerin en önemlisidir. Başepiskoposluk makamının yeniden kurulmasından sonra, episkoposluğun geçici makamı, 18. yüzyılda inşa edilen ve Fransisken Rahiplerinin hizmet verdiği Santa Maria Kilisesi oldu. 1857 yılında İzmir doğumlu Başepiskopos Antonio Mussabini, Katedral’in inşasına başlanması amacıyla bir arsa satın aldı. Mons. Antonio Mussabini, İstanbul’da Vatikan Temsilciliği görevinde bulunurken, zamanın Osmanlı Sultanı Abdülaziz Han ile yakın bir dostluk kurmuştu. Bu dostluk bağı sayesinde Sultan, Katedral’in inşaat iznini vermekle kalmadı, aynı zamanda bu amaç için 11.000 altın para bağışında bulundu. İnşaata başlamak için her şey hazır iken, Mons. Mussabini ansızın vefat etti ve geçici olarak Santa Maria Kilisesi’ne defnedildi. Yeni Episkopos Vincenzo Spaccapietra, nihayet 25 Kasım 1862’de Katedral’in temel taşını kutsayabildi. İnşa çalışmaları 12 yıl sürdü ve hayırseverlerin sayısız yazıtların da doğruladığı üzere, İzmir Katolik Topluluğu’nun doğrudan ve cömert yardımlarını gördü. 14 Haziran 1874’de Mons. Spaccapietra, İzmir Kilisesi’nin kurucusu ve Havari Aziz Yuhanna’ya adanan Katedral’i kutsadı. Sade ve aynı zamanda görkemli olan Katedral binası, neoklasik tarzda inşa edildi. Papa 9. Pius, değerli ana sunak masasını Katedral’e hediye etti. Ayrıca 19. yüzyıl Fransız ekolünün değerli eserlerinden olan ve İsa’nın Haç’a gerilmeden önce kat ettiği Haç Yolu’ndaki 14 olayı simgeleyen resimleri de armağan etti. Papa 9. Pius yine 1874 yılında, Roma’daki Aziz Petrus Makamı ile olan ruhsal bağlılığını güçlendirmek için, Aziz Yuhanna Katedrali’ni Papalık Bazilikası unvanı ile onurlandırmak istedi. Böylece Roma’da, Papa’nın Katedrali olan Aziz Yuhanna in Laterano Bazilikası’nın aynı ayrıcalıkları bu Katedral’e de bahşedildi. Sonraki yıllar boyunca kilise, değerli resimler, mermer sunaklar ve ilgi çekici heykellerle süslendi. Ayrıca Katedral nezdinde episkoposluk sarayı ve diyosezan idari binası inşa edildi.
Kilisenin sol sahında Kutsal Efkaristiya Şapeli’nin altında (kripta) İzmir’in bazı Başepiskoposları’nın mezarları bulunmaktadır. Monsenyör Mussabini ve Monsenyör Spaccapietra’nın yanı sıra, Episkopos Andrea Timoni’nin (onun episkoposluğu döneminde, Efes’te Meryemana’nın Evi yeniden bulundu) ve Episkopos Domenico Francesco Marengo’nun da mezarları yer almaktadır. Katredral’in güvenli bir şekilde korunması ve askerlere dini hizmet vermesi için, Episkopos Joseph Descuffi, 1965 yılında bu kiliseyi Amerika Birleşik Devletleri’ne bağlı askerlere kiraya verdi. Bu nedenle, son elli yıl boyunca Katedral’in uygun bir şekilde korunmasını sağlayan Amerikan askeri cemaati, bu kiliseyi neredeyse sadece kendisi için kullandı. İzmir Başepiskoposu Mons. Ruggero Franceschini, 2013 yılında ABD ile olan kira sözleşmesini feshetti. 29 Eylül 2013 tarihinde Aziz Yuhanna Katedral Bazilikası ibadete yeniden kazandırıldı. 14 Eylül 2013 tarihinden itibaren Katedral, yenileme ve yeniden açılışını sağlayan Peder Massimiliano Palinuro’dan sonra İtalyan rahiplerine emanet edildi. Türkiye’yi ilk ziyaret eden Papa Aziz 6. Pavlus, 26 Temmuz 1967 yılında Aziz Yuhanna Katedral Bazilikası'nı ziyarete geldi. Katedral’in girişinde yer alan Aziz Yuhanna’nın heybetli heykeli, İsernia Diyosezi ile birlikte Episkopos Monsenyör Salvatore Visco tarafından 2014 yılında armağan edildi. Bu heykel, artık yaşça ilerlemiş Havari’nin, Vahiy Kitabı’nı yazmak üzere esinlendiği durumunu tasvir etmektedir. Bronz eser İtalyan heykeltıraş Battista Marello tarafından gerçekleştirmiş olup, 5 metre uzunluğunda ve 700 kg. ağırlığındadır. İzmir Kilisesi’nin havarisel özünü vurgulamak için, 27 Aralık 2016 tarihinde İzmir Başepiskoposu Mons. Lorenzo Piretto, Aziz Yuhanna’nın, diğer Havari ve İncil müjdecilerinin kutsal kalıntılarını muhafaza etmekte olan değerli mermerden inşa edilmiş yeni ana sunağını takdis etti. Ayrıca, Roma Kilisesi ile olan birliğin belirtisi olarak, sunağın içinde Havari Aziz Petrus’un mezar parçası da bulunmaktadır.