Curtin Üniversitesi’nden araştırmacılar, North Pole Dome bölgesinde yaptıkları incelemelerde, daha önce keşfedilen en eski göktaşı çarpma kraterinin iki katı yaşında olan bu yapıyı ortaya çıkardılar. Keşfin, gezegenin erken tarihine dair mevcut bilimsel anlayışları sorgulattığını belirten araştırmacılar, bu bulguyla, Dünya’nın şekillenmesinde büyük rol oynayan çarpma olaylarının etkilerini daha iyi anlamayı amaçlıyor.

Kanada Başbakanı: Hiçbir zaman ABD'nin parçası olmayacağız Kanada Başbakanı: Hiçbir zaman ABD'nin parçası olmayacağız

Dünyanın bilinen en eski krateri

Keşfin başındaki isimlerden Prof. Tim Johnson, “Keşfimizden önce bilinen en eski çarpma krateri 2,2 milyar yaşındaydı. Bu yeni bulgu, açık ara farkla Dünya’da keşfedilmiş en eski krater olma özelliğine sahip” dedi. Kraterin varlığını belirlemelerinde en önemli kanıtlardan birinin, göktaşı çarpmaları gibi aşırı basınç altında oluşan şok konileri olduğunu belirtti.

Kraterin oluşum süreci

Keşif yapılan bölge, Batı Avustralya'nın Marble Bar kasabasının yaklaşık 40 kilometre batısında yer alıyor. Bilim insanlarına göre, bu büyüklükteki bir göktaşı çarpması, saatte 36 bin kilometre hızla Dünya’ya çarpmış ve 100 kilometreden geniş bir krater yaratmış. Bu çarpma, gezegenin yüzeyine büyük kaya ve toz parçacıkları yayarak, Dünya'nın şekillenmesinde önemli bir rol oynamış olabilir.

Prof. Johnson, “Erken Güneş Sistemi’nde büyük çarpışmaların yaygın olduğunu biliyoruz. Ay yüzeyindeki kraterler bunun en büyük kanıtı. Ancak Dünya'da bu kadar eski kraterlere dair neredeyse hiç kanıt bulunmaması nedeniyle, jeologlar bu etkileri genellikle göz ardı ediyordu” diye konuştu. Bu keşfin, Dünya’nın çarpma tarihi hakkında önemli bir buluş olduğunu ve gelecekte daha fazla eski krater keşfi yapılabileceğini vurguladı.

Yaşamın kökenine ışık tutan keşif

Keşfin bir diğer önemli yönü de, Dünya’nın erken dönem ekosistemi hakkında yeni bilgiler sunması. Araştırmanın eş yazarı Prof. Chris Kirkland, “Böyle bir çarpma olayını ortaya çıkarmak, yaşamın nasıl başladığına dair açıklamalar yapmamıza yardımcı olabilir. Çarpma kraterleri, sıcak su havuzları gibi mikrobiyal yaşam için uygun ortamlar yaratmış olabilir” dedi.

Ayrıca, çarpmanın oluşturduğu enerji, Dünya’nın kabuk oluşumuna katkıda bulunmuş olabilir. Prof. Kirkland, “Bu etki, Dünya’nın kabuğunun bir bölümünü diğerinin altına iterek ya da yerin derinliklerinden magma yükselmesine neden olarak gezegenin yüzey yapısını değiştirmiş olabilir” ifadelerini kullandı.

 Kratonlar, kıtaların temelini oluşturuyor

Araştırmacılar, bu tür çarpışmaların, kıtaların temelini oluşturan büyük ve kararlı kara kütleleri olan kratonların oluşumuna da katkı yapmış olabileceğini öne sürüyorlar.

Bu önemli keşif, Nature Communications Earth & Environment dergisinde yayımlandı ve Dünya’nın erken tarihi hakkında yeni sorulara yol açtı. 

Kaynak: Haber Merkezi