Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, AB’nin Suriye’ye 5,8 milyar euro (yaklaşık 232 milyar TL) taahhüdü verdiğini duyurdu.
Yardım, Suriye’nin iç savaşın ardından ekonomisini yeniden inşa etmesine ve istikrara kavuşmasına destek olmayı hedefliyor. AB, bu yardımların yanı sıra Suriyelilere yönelik bir dizi ekonomik destek planı da açıklarken, komşu ülkelerdeki Suriyelilere de yardım yapılacağı belirtildi.
Suriye'ye yönelik yardımların detayları
Avrupa Komisyonu, Suriye'ye yönelik toplamda 5,8 milyar euro değerinde hibe ve kredi taahhüdü verdiklerini açıkladı. Bu tutarın 4,2 milyar euroyu hibe, 1,6 milyar euroyu ise kredi olarak belirlediler.
Komisyon Başkanı von der Leyen, "Suriye’nin yeniden yapılanması için gerekli yatırımları çekmek üzere daha fazlasını yapmaya hazırız" dedi. AB’nin en büyük bağışçısı olmayı sürdürdüğünü vurgulayan Dubravka Suica, hibe miktarının yüzde 80'ini AB ve üye ülkelerinin karşıladığını belirtti.
Suriye'deki şiddet ve AB’nin pozisyonu
AB’nin Suriye hükümetine verdiği destek, ülkenin kuzeybatısında şiddet olaylarının patlak vermesinin ardından geldi. Suriye’deki insan hakları gruplarına göre, şiddet olaylarında çok sayıda sivil hayatını kaybetti. Avrupa’nın en üst düzey diplomatı Kaja Kallas, yaşanan şiddet olaylarının Suriye’nin kırılgan yapısını ortaya koyduğunu ifade etti.
Kallas, AB’nin Şam üzerindeki baskıyı hafifletmeye devam edeceğini belirtti ve mevcut hükümetin daha kapsayıcı ve sorumlu bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini söyledi.
Ekonomik yatırımlar ve istikrar
AB, Suriye’ye yönelik yardım taahhüdüyle birlikte, ülkedeki enerji, ulaştırma ve finans sektörlerine yönelik yaptırımların bir kısmını kaldırdı. Suriye’nin yeniden inşasına yönelik bu yatırımlar, ülkenin ekonomik toparlanmasını desteklemeyi amaçlıyor. Ancak, BM’ye göre, 14 yıl süren iç savaşın yol açtığı yıkım, Suriye’nin hızlı bir şekilde toparlanmasını engelliyor. Avrupa Yatırım Bankası (EIB), bu yeniden inşa sürecine finansal katkı sağlamayı düşünüyor.
AB’nin Suriye’ye yönelik verdiği destek, bölgede barış ve istikrarın sağlanması için kritik bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak, şiddet olaylarının devam etmesi ve hükümetin daha kapsayıcı bir yönetim yaklaşımına geçmesi gerektiği vurgulanıyor.