ABD Başkanı Donald Trump, ikinci dönemine hızlı bir giriş yaparak yeni bir ticaret savaşı başlattı. 1 Şubat’ta Çin mallarına %10, Kanada ve Meksika’ya ise %25 gümrük vergisi getiren bir kararname imzalayan Trump yönetimi, 10 Şubat’ta çelik ve alüminyum ithalatına da %25 vergi koydu.

ABD’nin “Ance Amerika” stratejisiyle şekillenen bu agresif ticaret politikaları, küresel ticaretin temel ilkelerini tehdit ediyor.

Küresel ticaretin dengesi bozuluyor

ABD’nin korumacı politikaları, yalnızca Çin’i değil, küresel tedarik zincirlerinin önemli aktörleri olan Kanada, Meksika ve Avrupa Birliği’ni de etkiliyor. Kanada, ABD’nin çelik ithalatının %25’ini ve ham alüminyum ithalatının %79’unu sağlarken, Meksika ise alüminyum alaşım ve hurda metallerin en büyük tedarikçilerinden biri konumunda.

Avrupa Birliği de bu ticaret savaşının etkilerini hissetmeye başladı. ABD, otomobil ihracatına yönelik tarifeleri artırma sinyali verirken, transatlantik ticaret savaşının küresel ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyeceği öngörülüyor.

Çin ve küresel ekonomiye etkileri

ABD’nin ticaret politikalarının en büyük hedeflerinden biri Çin olmaya devam ediyor. Washington yönetimi, Çin’in sanayi ve teknoloji alanındaki yükselişini engellemek amacıyla ekonomik baskı stratejisini sürdürüyor. Ancak geçmiş deneyimler, bu tür baskıların ters teptiğini gösteriyor. Çin, gümrük vergilerine karşı inovasyon odaklı ekonomik kalkınma modelini güçlendirmeye ve iç pazarını genişletmeye yönelik adımlar atıyor.

Çin ile ABD arasındaki ticaret açığının 2024 yılında 918,4 milyar dolara ulaşması, Washington’un tarifelerle ticaret dengesizliğini gidermeye çalıştığını gösteriyor. Ancak analistler, bu politikaların küresel ekonomik işbirliğini zayıflatarak ABD’ye de zarar vereceğini öngörüyor.

İtalya'da kış yerini sonsuz sonbahara bıraktı İtalya'da kış yerini sonsuz sonbahara bıraktı

Küresel tepki ve birleşik mücadele çağrısı

ABD’nin korumacı politikalarına karşı uluslararası toplumdan tepkiler yükseliyor. Ekonomistler, ticaret bloklarının ve uluslararası kurumların bu politikalara karşı ortak bir tutum sergilemesi gerektiğini savunuyor. Serbest ve açık ticaretin korunması, küresel ekonomik büyüme ve istikrar açısından kritik önem taşıyor.

ABD’nin agresif ticaret politikalarının küresel ekonomiye olumsuz etkileri göz önüne alındığında, ülkeler arası işbirliğinin güçlendirilmesi ve ticaret savaşlarının önlenmesi için diplomatik girişimlerin artırılması gerektiği vurgulanıyor.

Kaynak: Haber Merkezi