Abdülhamid, gençlik yıllarında ticaretle ilgilenirken ailesine bağlılığıyla biliniyordu. Ancak, Dolmabahçe’deki ahşap sarayda çıkan yangın, hayatının akışını değiştirdi. Yangın sırasında kızı Ulviye'yi kurtarmak için alevlerin arasına dalan şehzade, ne yazık ki minik Ulviye’yi kurtaramadı. Bu trajedi, Abdülhamid’in hem hayatını hem de kişiliğini şekillendiren en derin izlerden biri oldu.
Selanik sürgününde yaşananlar
Tahttan indirilen Sultan Abdülhamid, Selanik’e gönderildi. Alatini Köşkü’ndeki sürgün hayatı, itibarsızlaştırma çabalarıyla doluydu. Ailesiyle birlikte yaşadığı bu dönem, baskı ve kötü muamelelerle geçti. Subayların ahlaksız teklifleri, baskıcı uygulamalar ve kurşun sıkma gibi saygısızlıklar Abdülhamid ve ailesine yapılan en acımasız davranışlar arasındaydı.
İstanbul’a dönüş: Son yıllar
Birinci Balkan Savaşı sonrası Selanik’in elden çıkmasıyla Abdülhamid, İstanbul’a getirildi. Beylerbeyi Sarayı’nda başlayan yeni yaşamı, mahpuslukla geçse de İstanbul’da olmak onun için bir teselli kaynağıydı. Ölümüne kadar burada yaşayan Sultan Abdülhamid, 10 Şubat 1918’de hayata veda etti. Cenazesi, düşmanlarının bile gözyaşlarını tutamadığı bir merasimle defnedildi.