İzmir’de 10 Mayıs su kesintisi: O ilçelerde olmayacak! İzmir’de 10 Mayıs su kesintisi: O ilçelerde olmayacak!

İzmir’in sanayi bölgesi olan Aliağa'daki tesisler yarattıkları hava kirlilikleri ile canlı yaşamına verdikleri zararların yanı sıra bölgedeki antik kentler için de tehlike oluşturuyor.

Soğuk haddehane tesisi inşa ediliyor

Nemrut Körfezi'nde yer alan ve çevresindeki fabrikaların, limanların baskısı altında kalan Kyme Antik Kenti'nin sınırları içerisine yeni bir tesis daha geliyor. Ege Bölgesi'nin en büyük sanayi kuruluşları arasında yer alan Habaş Sınai ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstrisi Şirketi, Aliağa'da yapmak istediği yeni tesis için bakanlıktan onay alır almaz harekete geçti. ÇED sahasında inşaat çalışmaları başladı. Şirket, yıllık bir milyon 650 bin ton kapasiteli soğuk haddehane tesisi inşa ediyor.  

Arkeolog Selahattin Aydın: Bu kadar önemli bir antik şehri göz göre göre yok ediyorlar

Ege’de Sonsöz’den Metehan Ud’un haberine göre, ÇED dosyasında yer alan parseller Kyme Antik Kenti’nin üçüncü derece arkeolojik SİT sahasında yer alıyor. Tesisin yanı başında ise 1'inci derece arkeolojik SİT alanı olarak belirlenmiş tümülüs mezar (höyük) alanı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı yer alıyor. Tümülüsün yanı başında yükselen tesisin görüntüleri ise tepkilere neden oldu. Arkeolog Selahattin Aydın, Kyme’nin göz göre göre yok edildiğini belirterek, “Kyme Antik Kenti, Aiolia Bölgesi'nin en önemli liman şehirlerinden biriydi. Kentin içine, yanına ve kıyısına liman ve tesis yapabilmek için arkeolojik niteliği birinci dereceden üçüncü dereceye düşürüldü. Oysa Kyme ören yeri statüsündedir ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat varlıklarını Koruma 6. Maddesine göre Korunması Gerekli Taşınmaz Varlıktır. Bu kadar önemli bir antik şehri göz göre göre yok ediyorlar. Devasa bir kent yatıyor orada. Kim bilir toprak altında neleri saklıyor insanlık için” dedi. Bunun yanında Kyme'nin Nemrut Körfezi deniz ekolojisi için oldukça önemlidir. Kentin doğrudan kalıntılarının üzerine inşa izni verilmesi kültürel mirasın topyekûn silinmesi demektir. Turizmin olduğu yerlerde bulunan mirasa salt para için ödenek akarken böyle yerler yok ediliyor çünkü her şey patronlara servet aktarabilmek için kurgulanıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın daha çok turizm tarafı ağır geliyor çünkü piyasacı sistemlerde her şey kâr içindir. Ne yazık ki Anadolu'da pek çok mirasımızı kaybettik. Kyme hak ettiği değeri görseydi bugün tıpkı Pergamon gibi Aliağa'ya insan seli akardı. Tercih yine sermayeden yana kullanıldı. Kyme artık rahat bırakılmalı ve hak ettiği değeri görmelidir.”

Kyme Antik Kenti

Antik Kentteki ilk kazı çalışmalarına 1874 yılında Demostenes Baltazzi tarafından başlanılmıştır. Salomon Reinach ve Salomon Reinach'in 1881-1895 yılları arasındaki kazı çalışmalarını, 1925 yılında A. Salac başkanlığındaki Çekoslovak kazı ekibinin kuzey tepedeki tapınak alanında yaptığı çalışmalar takip etmiştir. 1953 yılında Ekrem Akurgal güney tepe mıntıkasında sondaj çalışmaları yaparak arkaik ve geç jeometrik döneme ait parçalara rastlanmıştır. 1970'li yıllarda itibaren antik kent limanı ve çevresindeki sanayi tesislerinin genişlemesi sonucu İzmir Müze Müdürlüğünce kurtarma çalışmalarına başlanmış, çalışmaların tamamlanmasından sonra da 1982-1984 yılları arasında Vedat İdil tarafından antik yerleşim planına yönelik kazı çalışmaları yürütülmüştür. 1986 yılından 2018 yılına kadar Sebastiana Lagona başkanlığında devam eden çalışmaları, bu tarihten itibaren 2017 yılı Haziran ayına kadar Calabria Üniversitesi öğretim görevlisi Antonio La Marca kazı başkanlığını yürütülmüştür. Bu tarihten itibaren de İzmir Müze Müdürlüğü antik kentte çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Uzun yıllardır etrafındaki sanayi tesislerinin genişleme baskısı altında kalan antik yerleşim ve liman çevresinin 1. derece arkeolojik sit alanı statüsü, 28 Mart 2019 tarihinde İzmir 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla 3. dereceye düşürülmüştür. Günümüzde özellikle antik liman yakınları, sanayi tesisleri için yeni liman yapılması baskısı altındadır.

Kaynak: Haber Merkezi