GENEL

Anadolu Hisarını kim yaptırdı

Yıldırım Beyazıt tarafından 1395 yılında Boğaz geçişlerini kontrol altına almak amacıyla inşa edilen Anadolu Hisarı, Osmanlı tarihinin önemli askeri yapılarından biridir.

Abone Ol

Anadolu Hisarı, İstanbul Boğazı’na açılan Göksu Deresi’nin denizle buluştuğu alanda, Yıldırım Beyazıt tarafından ileri bir karakol olarak 1395 yılında inşa edilmiştir. Osmanlı’nın Boğaz’daki ilk kalesi olan Anadolu Hisarı, hem Göksu Vadisi’nin güvenliği hem de Boğaz geçişlerinin kontrolü için stratejik bir noktaya yerleştirilmiştir.

Tarihi kaynaklarda kalenin farklı isimlerle anıldığı görülmektedir. Nişancı Mehmet Paşa, kaleden "Güzelcehisar" veya "Gözlücehisar" olarak bahsederken, Tursun Bey, Fatih Sultan Mehmet döneminde buraya "Yenihisar" veya "Yenicehisar" isimlerini vermiştir. Aşıkpaşazâde’nin tarihine göre, kale Yıldırım Beyazıt’ın Şile Kalesi'ni alan Yahşi Bey’e destek olmak amacıyla inşa ettirildiği belirtilmiştir.

Ankara Savaşı ve Kale’nin akıbeti

1402 yılında Yıldırım Beyazıt ile Timur arasında yapılan Ankara Savaşı sonrasında Osmanlı Beyliği bir dağılma sürecine girmiştir. Bu dönemde Süleyman Çelebi’nin Bizans’la olan ilişkilerinde Anadolu Hisarı’nın durumu net olarak bilinmemekle birlikte, bazı kaynaklarda Çelebi’nin burada bir süre kaldığı bilgisi yer almaktadır.

Fatih Sultan Mehmet döneminde Rumeli Hisarı'nın inşasıyla birlikte Anadolu Hisarı çevresine "Hisarpeçe" adı verilen ek bir sur yapılmıştır. Bu sura yerleştirilen toplar, Boğaz'dan geçen gemilere gerektiğinde müdahale edebilmiştir.

İstanbul’un Fethi sonrası dönem

1453’te İstanbul’un fethinden sonra Anadolu Hisarı’nın askeri işlevi büyük ölçüde sona ermiştir. Bir süre suçlu Yeniçeriler için hapishane olarak kullanılan kale, XVII. ve XVIII. yüzyıllarda ise Boğaz’a yönelik kazak akınlarının önlenmesinde görev almıştır. Ancak daha sonraki dönemde yeni istihkâmlar yapılmasıyla birlikte Anadolu Hisarı önemini yitirmiştir.

Kale çevresindeki sosyal hayat

XVI. yüzyılda hisar çevresinde görevli askerler ve aileleri yerleşmiş, burası küçük bir mahalle haline gelmiştir. Fatih Sultan Mehmet döneminde hisarın önüne bir mescit yapılmış ve bu alan "Anadoluhisarı Mescidi Mahallesi" olarak kayıtlara geçmiştir.

Mimari özellikler

Anadolu Hisarı, Osmanlı kale mimarisine uygun şekilde, kare planlı bir kule ve çevresindeki sur duvarlarından oluşmaktadır. İnşa edildiği dönemde kale, kayalık bir burun üzerinde yer aldığı için deniz surlara kadar ulaşmaktaydı. Ancak Göksu Deresi’nin taşıdığı alüvyonlar nedeniyle zamanla çevredeki arazi yapısı değişmiş ve kale iç kısımda kalmıştır.

Tarih ve doğa arasında bir miras

Bugün Anadolu Hisarı, Boğaz kıyısında tarihi ve doğal güzellikleri bir arada sunan bir miras niteliğindedir. Osmanlı’nın askeri stratejilerinin izlerini taşıyan bu yapı, aynı zamanda İstanbul’un tarih boyunca yaşadığı değişimlerin de bir sembolü olarak önemini korumaktadır.