Gerçek bir yaşam öyküsünden uyarlanan "Annem Ankara" dizisi, izleyicileri 90’lı yılların Ankara’sına götürüyor. 20 Kasım Çarşamba günü Kanal D’de başlayacak olan dizi, hayatta kalmaya çalışan bir annenin, babasız büyüyen üç çocuğunun ve iç içe geçmiş dramlarının öyküsünü anlatıyor. Dizi, zorlu koşullarda hayatta kalmaya çalışan bir ailenin hikayesini ve ailedeki bireylerin içsel çatışmalarını derinlemesine işliyor.

Bir Kadın, dört adam: “Annem Ankara”nın ilk fragmanı yayınlandı

Annem Ankara dizisinin ilk tanıtım filmi, dikkat çeken diyaloglarla izleyiciyi merak içinde bırakıyor. Tanıtımda, babalık sorumluluğundan kaçan Hasan (Mehmet Günsür) ile üç erkek çocuğuyla hayata tutunmaya çalışan Zuhal (Bergüzar Korel) arasındaki mücadele öne çıkıyor. “Bir kadın, dört adam. Annemin hikayesi bu” cümlesiyle başlayan fragman, 90’lı yılların Ankara’sını tüm gerçekliğiyle gözler önüne seriyor.

Fragmanda, evine haciz gelen ve fütursuzca hareket eden Hasan’la, üç çocuğuna bakabilmek için genç yaşta emekli olan Zuhal’in verdiği yaşam mücadelesi çarpıcı bir şekilde ekrana yansıyor. Ailenin ortanca çocuğu Başar’ın gözünden anlatılan öykü, “Utanç bize kimden miras kalmıştı annemden mi, babamdan mı?” sorusuyla devam ediyor. Bu cümleler, ailenin içindeki çatışmayı ve Başar’ın bilinçaltındaki karmaşayı yansıtıyor. Hikayenin anlatıcısı Başar’ı, ünlü oyuncu Okan Yalabık seslendiriyor.

Zuhal’in Mücadelesi ve Ailenin Hikayesi

Zuhal’in, ailesini ayakta tutmak için verdiği mücadele, Annem Ankara dizisinin merkezinde yer alıyor. Genç yaşta emekli olan bir annenin, çocuklarına bakabilmek için gösterdiği azim, izleyicilere güçlü bir mesaj veriyor. Zuhal’in, eşinin yokluğunda çocuklarını büyütmeye çalışırken karşılaştığı zorluklar, aynı zamanda babalık rolünü yerine getiremeyen Hasan’ın dramını da gözler önüne seriyor.

Tanıtımda dikkat çeken bir diğer detay, ailenin dramının ve çaresizliğinin nasıl bir çözüm arayışıyla buluştuğudur. “Faili babamdı ama silah yine annemin elinde kalmıştı” cümlesi, annenin gücünün ve aynı zamanda çaresizliğinin simgesi haline geliyor. Bu dramın en önemli unsurlarından biri de Başar’ın gözünden bakılarak anlatılması.

Diziye dair ilk ipuçları: 90'lı yılların Ankara’sı ve kültürel yansıması

Annem Ankara dizisinin tanıtım filmi, yalnızca güçlü bir hikaye anlatmakla kalmayıp, 90’lı yılların kültürel atmosferini de başarılı bir şekilde yansıtıyor. Tanıtımda, Atatürk Heykeli’nin bulunduğu Ulus Meydanı, Halk Ekmek büfesi ve dönemin simgeleriyle izleyiciler geçmişe doğru bir yolculuğa çıkıyor. 90’ların Ankara’sını, o dönemin kıyafetleri, aksesuarları ve sosyal yapısını gözler önüne seren dizi, nostaljik bir atmosfer yaratıyor.

Diziye ilişkin tanıtım filmi, “Denizi, boğazı yoktu ama benim annem Ankara’ydı” sözleriyle sona eriyor. Bu sözler, Zuhal’in Ankara ile kurduğu derin duygusal bağı simgeliyor ve izleyiciye o dönemin kasvetli ama bir o kadar da güçlü ruhunu aktarıyor.

Yaprak Dökümü'nün Cevriye'si Güler Ökten 83 yaşına girdi! Yaprak Dökümü'nün Cevriye'si Güler Ökten 83 yaşına girdi!

Başak Angigün'ün senaryosunu yazdığı, Faruk Teber'in yönettiği BKM yapımı

Annem Ankara, senaryosunu Başak Angigün’ün kaleme aldığı ve yönetmenliğini Faruk Teber’in üstlendiği bir proje olarak dikkat çekiyor. BKM imzasını taşıyan dizi, güçlü kadrosu ve etkileyici hikayesiyle şimdiden büyük bir merak uyandırdı. Bergüzar Korel ve Mehmet Günsür’ün başrollerini paylaştığı dizi, izleyicileri duygusal ve dramatik bir yolculuğa çıkaracak.

Kaynak: Haber Merkezi