1893 yılında Selanik yakınlarındaki Vodina’da dünyaya gelen Arap Şükrü, hem Kurtuluş Savaşı’na katılan bir gazi hem de Bursa’nın meyhane kültürünün sembol isimlerinden biri olarak tarihe geçti. Subaylık kariyerinden sonra başladığı lokantacılık mesleği, günümüzde hâlâ Arap Şükrü Sokağı olarak bilinen bölgede devam eden bir mirasa dönüştü.
Kurtuluş Savaşı'ndan lokantacılığa uzanan bir hayat
Askeri okuldan mezun olduktan sonra "Akıncı Şükrü" adıyla Kurtuluş Savaşı’na katılan Arap Şükrü, Kütahya yakınlarında esir düşmüş, esaretten kaçarken kolundan yaralanarak malulen emekli olmuştur. Bu olayın ardından hayatına yeni bir yön veren Şükrü Bey, ilk lokantasını Ayvalık’ta açmıştır.
Daha sonra ailesiyle birlikte Bursa’ya yerleşen Arap Şükrü, burada Tayyare Kültür Merkezi’nin yerinde bulunan Şar Kulübü’nün işletmeciliğini üstlenmiştir. Ancak asıl ününü, Yahudilik Çarşısı’ndaki (bugünkü Arap Şükrü Sokağı) meyhanesiyle kazanmıştır.
Meyhane kültürüne damga vurdu
Arap Şükrü’nün meyhanesi, kurufasulye, pilav, paça ve işkembe çorbası gibi yemekleriyle tanınmaya başladı. Zamanla ünlenen lokantaya çevre illerden atlarla müşteriler gelmeye başladı. Bu başarısını çocuklarına da aktaran Arap Şükrü, Bursa’nın meyhane kültürünün bir sembolü haline geldi.
Arap Şükrü’nün başlattığı miras, günümüzde de devam etmektedir. Arap Şükrü Sokak, bugün Bursa’nın en bilinen eğlence ve lezzet duraklarından biri olmuştur. Şükrü Bey’in çocukları tarafından işletilen Arap Şükrü Çetin Restoran, sokakta balık lokantası olarak hizmet vermektedir.
Bursa’nın tarihi ve gastronomi kültürüne önemli katkılarda bulunan Arap Şükrü, hem Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlığı hem de lokantacılık sektöründeki öncülüğü ile unutulmaz bir isim olarak hafızalarda yer alıyor.