Avrupa Birliği Komisyonunun Türkiye, Sırbistan, Arnavutluk, Karadağ, Kuzey Makedonya, Bosna Hersek, Kosova, Ukrayna ve Moldova'ya ilişkin son değerlendirmelerinin yer aldığı 2024 Genişleme Paketi, AB Komisyonunun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından Brüksel’de düzenlenen basın toplantısında açıklandı.
Rapora, "Türkiye, AB için kilit bir ortak ve aday ülkedir" ifadeleriyle giriş yapıldı. Bunun yanı sıra, Türkiye ile iş birliğine dayalı ve karşılıklı fayda sağlayan bir ilişkinin geliştirilmesinin AB’nin stratejik çıkarına olduğu kaydedildi.
Raporda, AB’nin Türkiye ile iş birliğini daha da artırmak için Kıbrıs sorununda çözüme yönelik ilerlemeye önem atfettiğinin altı çizildi.
Hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı ve temel haklarda endişe
Raporda, katılım müzakerelerinin 2018'den bu yana durma noktasında olduğu hatırlatıldı. Demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve temel haklarla ilgili ciddi endişeler olduğu ifade edildi.
Türkiye ile AB arasında 18 Mart 2016’da yapılan mutabakatın sonuç vermeyi sürdürdüğü ve göç konusunda iş birliğinin temel çerçeve olmayı devam ettirdiği belirtilen raporda, Türkiye’nin Suriye ve diğer ülkelerden 3,6 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapma konusundaki çabaları takdir edildi. AB’nin 2011’den bugüne mültecileri desteklemek için 10 milyar avro kaynak sağladığı kaydedildi.
Ekonomideki duruma ilişkin ne yazıldı?
Raporda, "Türkiye işleyen bir piyasa ekonomisi konusunda oldukça ileri bir noktadadır ve raporlama döneminde bazı ilerlemeler kaydetmiştir" denildi.
Daha sıkı bir para politikası duruşuna doğru geçişin hoş karşılandığı, bunun dış dengesizlikleri azaltmaya yardımcı olduğu ve iç talebi makulleştirdiği belirtilen raporda, halen yüksek olmakla birlikte enflasyon ve enflasyonist baskıların azaldığı bildirildi.
Demokrasi, insan hakları, yargı, organize suçlarla mücadele
İnsan hakları ve temel haklarla ilgili Türkiye'ye eleştiriler yapılan AB raporunda "Türk yasal çerçevesi, insan haklarına ve temel haklara saygı konusunda genel güvenceler içeriyor ancak mevzuatın ve uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarıyla uyumlu hale getirilmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulunuldu.
31 Mart Yerel Seçimleri’nin "iyi organize edildiği ve halkın iradesine saygı gösterildiği" aktarılan raporda AB-Türkiye arasındaki entegrasyon sürecinden sorumlu kurumların işlevsel olduğu ve ikili ilişkilerin devam ettiği ifade edildi.
Öte yandan, Türkiye'nin organize suçlarla mücadeleye ilişkin yasal çerçevesini AB müktesebatıyla uyumlu hale getirmeyi sürdürdüğü belirtilerek Türk kolluk kuvvetlerinin operasyonları sayesinde geçen yıl yasaklı maddelerin ele geçirilmesinde artış yaşandığına dikkat çekildi. Türkiye'nin Mali Eylem Görev Gücü'nün (FATF) "gri listesinden" çıkarıldığı kaydedildi.
Türkiye’de terörle mücadele
AB tarafından da terör örgütü olarak listelenen PKK'nın saldırıları nedeniyle sınır bölgelerinin güvenlik riskiyle karşı karşıya kaldığı aktarılarak "Sınır bölgelerindeki güvenlik durumu, PKK'nın devam eden terör saldırıları nedeniyle istikrarsız olmaya devam etmiştir" ifadesi kullanıldı.
Türkiye'nin "çeşitli terörist gruplardan gelen tehditlerle karşı karşıya kalmaya devam ettiği" kaydedilerek, terör örgütleri PKK, DEAŞ ve FETÖ'nün yurt içinde tasfiye edilmesine öncelik verildiği aktarıldı.
Raporda Türkiye'nin terörle mücadele konusunda meşru bir hakkı ve sorumluluğu olduğu bildirilerek, "Türkiye, terörle mücadeleye yönelik mevzuata ve terör tehditleriyle başa çıkmak için güçlü kurumsal yapılara sahiptir” denildi.
Göç ve sığınma politikası, vize serbestisi diyaloğu
Türkiye'nin dünyadaki "en büyük mülteci nüfuslarından birine ev sahipliği yaptığının" ifade edildiği raporda, resmi kaynaklara göre 2023'te bir önceki yıla göre daha az sayıda Suriyeliye Türk vatandaşlığı verildiği ve gönüllü geri dönüşlerin hızlandığı belirtildi.
Raporda, AB-Türkiye Göç Mutabakatı'nın iş birliğinin ana çerçevesi olmaya devam ettiği belirtilerek, düzensiz göçle mücadelede işbirliğinin "verimli ve sonuç getirici" olduğu ifade edildi.
Türkiye'nin stratejik özerkliğine vurgu yapıldı
Raporda, "Türkiye, dış politika alanında aktif ve önemli bir aktördür, bu da AB-Türkiye ilişkileri açısından önemli bir unsurdur." ifadesi yer aldı.
Türkiye'nin Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası (OGSP) kapsamında, AB kriz yönetimi misyonlarına ve operasyonlarına aktif olarak katılmaya ve önemli ölçüde katkıda bulunmaya devam ettiğinin aktarıldığı raporda öte yandan AB ile Türkiye'nin Rusya ve Hamas'a yönelik tutum ve politikalarında farklılıklar olduğu belirtildi.
Raporda Türkiye'nin dış politikada "360 derecelik stratejik bakış açısını" sürdürdüğü kaydedilerek, "Türkiye, AB üyeliğine bağlılığını sürdürdüğünü bildirerek, diplomatik, ekonomik, güvenlik ve savunma alanlarında kapsamlı bir vizyon benimseyerek ortaklıklarını çeşitlendirmiş ve stratejik özerkliğini ortaya koymuştur." denildi.
ABD, İsrail, Filistin başlıkları
Raporda Türkiye-İsrail ilişkilerinin 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıların başlamasından bu yana "belirgin şekilde bozulduğu" söylenerek Mayıs 2024'te İsrail'le ticaret ilişkilerinin sona erdirildiği anımsatıldı.
Raporda, Hamas konusunda Türkiye ve AB'nin farklı politikalar izlese de "iki devletli çözüm ve ateşkes çağrısında bulunan tüm BM kararlarının uygulanması" hususlarında ortak anlayışa sahip olunduğu kaydedildi.
Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail'e karşı açılan "soykırım" davasına da müdahil olduğunun hatırlatıldığı raporda, "Türkiye, Filistinlilere önemli ölçüde insani yardım sağlayarak bölgede etkili bir oyuncu olmaya devam etmektedir ve aynı zamanda Ad Hoc İrtibat Komitesi'nin bir üyesidir. Orta Doğu Barış Süreci konusunda Türkiye, iki devletli çözümün hayata geçirilmesi amacıyla siyasi sürecin yeniden başlatılması gerektiği konusunda AB'nin tutumuyla uyum içindedir” ifadesine yer verildi.
Ülkelerle ilişkiler nasıl değerlendirildi?
Raporda Türkiye'nin Libya'da "önemli ve aktif bir rol üstlenmeye devam ettiği" aktarılarak, "Ankara istikrarı savunmaya devam etmiştir” denildi.
Türkiye'nin Orta Asya'daki varlığını "giderek güçlendirdiği ve jeopolitik iddiaya sahip olduğu" değerlendirmesine yer verilen raporda, bölge ülkeleriyle ilişki ve iş birliğinin geliştirilmesine önem verildiği ve Türk Devletleri Teşkilatı'nın daha güçlü bir siyasi rol oynaması için çaba harcandığı belirtildi.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin 2023'ten bu yana giderek iyileştiği, hava sahası ihlalleri, Doğu Akdeniz'de izinsiz sondaj faaliyetleri gibi hususların kayda geçmediği raporda vurgulandı.
Raporda, Kıbrıs sorunuyla ilgili Türkiye'nin Rum kesimini tanımayı reddetmeyi sürdürdüğü ve ilgili BM Güvenlik Konseyi Kararlarına aykırı olarak Kıbrıs'ta defalarca iki devletli çözümü savunduğu belirtilerek bunun AB'nin politikası ile uyumsuz olduğu belirtildi.
Doğu Akdeniz bölgesinde AB-Türkiye arasında ilişkilerin geliştirilmesine önem verildiğinin aktarıldığı raporda, "Nisan 2024'te AB Konseyi, AB'nin Doğu Akdeniz'de istikrarlı ve güvenli bir ortama ve Türkiye ile iş birliğine dayalı ve karşılıklı yarar sağlayan ilişki geliştirmeye yönelik stratejik ilgisini yinelemiştir” ifadesi yer aldı.