Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, başkentteki iftar programında genel af tartışmalarına son noktayı koyarak, cezaevlerindeki hasta hükümlüler için yapılan düzenlemelerin iyileştirme amacı taşıdığını vurguladı. Bakan, ayrıca yargı reformu, hakim-savcı sayısındaki artış ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik açıklamalarına tepki gösterdi.
Genel af geliyor mu?
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, genel af tartışmalarına yönelik açıklamalarda bulunarak şu cümleleri ifade etti:
"Kişiye yönelik bir düzenleme, bir iyileştirme söz konusu değil. Biz mevzuatımızda sürekli birtakım iyileştirmeler yapıyoruz. Mesela hasta hükümlüler cezaevinde ölmesin diyoruz. Bu insan haklarına aykırı. Bunların bir genel af şeklinde yorumlanması doğru değil. Covid izniyle ilgili bir çalışma 'olabilir' dedik. 'Af mı geliyor?' şeklinde birtakım yorumlara neden oldu. Oradaki husus tamamen Covid izni süreciyle ilgili.2020'de Covid izninden yararlanıp açık cezaevinde bulunanlar denetimli serbestlikten faydalanarak tahliye edilmişti. Covid devam ettiği müddetçe bu süre 31 Temmuz 2023'e kadar uzatıldı. O tarihten sonra bu kişilerden koşullu salıverilmesine 5 yıl kalanların Covid izni kapsamında hayatına devam etmesine, koşullu salıverilmesine 5 yıldan fazla olanların ise cezaevine dönmesine yönelik bir düzenleme yapıldı. Bu düzenlemeden yaklaşık 100 bine yakın kişi faydalanmış oldu. Kapalı cezaevinde bulunanlar da 3 yıl erken açık cezaevine geçmiş oldular. Bu düzenlemeden 31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle cezası kesinleşen ve cezaevinde bulunanlar yararlandı."
"Gündemde af söz konusu değil"
Bakan Tunç, bir af değerlendirmesi yapılmasının doğru olmadığını belirterek şu cümleleri söyledi:
"31 Temmuz 2023'te cezaevinde değil ama daha önce suç işlemiş ancak cezasının infazı henüz kesinleşmemiş ve hapse girmemiş olanların, yargılamadaki gecikmeden dolayı bu düzenlemeden yararlanamaması gibi bir durum ortaya çıktı. Bu yönde müracaatlar, talepler oldu. Bu talepler doğrultusunda bir düzenleme olabilir. Buradan bir af geliyor değerlendirmesi yapmak doğru değil, gündemde af söz konusu değil."
Bakan Tunç "Umut Hakkı" ile ilgili konuştu
Bakan Tunç "Umut Hakkı" ile ilgili şu cümleleri ifade etti:
"Umut Hakkı bizim mevzuatımızda, kanunlarımızda olan bir konu değil. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlülerinin koşullu salıverme süresi 30 yıldır. Yine müebbet hapis cezası hükümlülerinin koşullu salıverme süresi 24 yıldır. Bu yıllar dolduğunda kişi cezaevinde iyi halliyse tahliye olur. Birden fazla ağırlaştırılmış müebbet varsa daha farklı bir durum söz konusudur. Ölüm cezasından çevrilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası söz konusu. Ölüm cezasından çevrilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının koşullu salıvermesinin olmadığına dair ceza infaz kanununda özel bir hüküm yer alıyor. Burada tabi şu anda bizim konuşacağımız konu, terörün kendini feshetmesi, silahları bırakması. Bizim şu anda tüm odaklandığımız konu bu."
"Burada muhatap Devlet değil, muhatap örgüt"
Bakan Tunç cümlelerine şu şekilde devam etti:
"Bu çağrıda herhangi bir şart, herhangi bir koşullu salıverme veya bir umut hakkı talebi söz konusu değil. Burada terör örgütü elebaşının örgüte yönelik bir çağrısı var. Burada muhatap Devlet değil, muhatap örgüt. Dolayısıyla örgüt bunu nasıl değerlendirecek bunu hep beraber göreceğiz. Değerlendirilse terör bitmiş olur. Değerlendirilmezse de terörle mücadele devam eder. Diğer konularla ilgili henüz herhangi bir çalışma da yok. Bunu açıklıkla ifade edebiliriz."
"İmralı'da tecrit söz konusu değil!"
Bakan Yılmaz Tunç, cümlelerine şöyle devam etti:
"İmralı'da bir tecrit söz konusu değil. Geçmişte de hep tecrit olduğu, sağlık durumunun kötüye gittiğini söylediler. Ama onların hiçbirisinin olmadığı, orada yanında başka mahkumların da olduğu, sağlık durumunun kötü olmadığı, bunların bir dezenformasyon olduğu ortaya çıktı. Hükümlülerin cezaevindeki şartları bellidir. Yani hükümlüye göre bir şart, bir ayrım söz konusu değil. Orada sağlık şartları, yeme, içme, barınma şartları hepsi mevzuatımıza uygun şekilde yürütülüyor."
Canlı bağlantı ile temas söz konusu mu?
Bakan Tunç, Abdullah Öcalan'ın videoyla canlı bağlantı ile temas kurmasının söz konusu olmadığını belirterek şunları söyledi:
"Bizim Ceza İnfaz Mevzuatımızda hükümlülerin yakınları ile görüşebilmesi, dışarı ile nasıl temas edeceği belli şartlara bağlı. Mektup gönderebilir, telefon ile görüşebilir. Bunlar mevzuatta olan hususlar. Ama bir video ile canlı bağlantı ile temas kurması söz konusu değil. Mektup gönderebilir. Hükümlüler mektup yazabilir, hükümlülere de mektup yazılabilir. Böyle bir talep yok şu anda. Talep olursa mektup ile ilgili değerlendirme yapılabilir. Nevruz'u kutlamak için bir mektup gönderecekse zaten o mektup bu çağrının ruhuna uygun olması lazım ki yoksa çağrının bir anlamı kalmaz. Çağrıyı bu sefer siz yırtıp atmış olursunuz. Dolayısıyla bunun sınırlarını aşmayan bir mesaj olabilir. O çağrının dışına taşan farklı bir şey olursa sürece zarar veren bir açıklama olur. Dolayısıyla o yola girilmez diye düşünüyorum. Orada fotoğrafı da çekildi videosu da alındı. Video tamamen devletin güvenlik ve istihbaratı açısından çektiği bir video."
Bakan Tunç'tan Ekrem İmamoğlu tepkisi!
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik açıklamalarına tepki gösterdi. Bakan Tunç, şu cümleleri ifade etti:
"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının, Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik konuşmaları çok çirkin ifadeler. Bu ülkenin Cumhurbaşkanına yönelik bir Belediye Başkanının o şekilde ifadeler kullanması gerçekten CHP adına da kendisi adına da bir talihsizlik. Sürekli kendisine karşı bir yargı tacizi varmış algısı oluşturmaya çalışıyor. Yargılandığı konular belli. Birisi Yüksek Seçim Kurulu üyelerine söylediği ifade. İstinafta devam eden bir süreç. 'İstinaf niye karar vermiyor? Bir an önce karar versin.' İstinaf ne zaman karar vereceğini sana sormayacak. Hem tarafsız ve bağımsız yargı diyorsun hem de 'benim hakkımda kararı çabuk ver' diyorsun. Diğeri Ordu Valisi'ne söylediği kelime. Buradan biz söyleyemiyoruz. Ama o söylüyor. Yargıtay'da o davadan ceza almıştı. Para cezasına çevrildi."
"Mağduriyet algısı oluşturuluyor"
Bakan Tunç, Ekrem İmamoğlu ile ilgili konuşmasına şu şekilde devam etti:
"En son Esenyurt Belediye Başkanı ile ilgili soruşturma sonrasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ile ilgili ve Sayın Cumhurbaşkanımız ile ilgili sözleri üzerine açılan dava bir de diplomayla ilgili dava var. Diploma ile ilgili de kimin şikayetçi olduğu ortada. Yargının yürüttüğü soruşturmaları hedef alarak, yargı mensuplarına yönelik tehditkar ifadeler, yakışıksız kelimeler kullanırsanız bu olmaz. Bunu milletimiz de tasvip etmez. Sizin savunmanız var, itiraz mekanizmaları var, kararların verildiği anda başvuracağınız başka yollar var. Burada özellikle yargının yürüttüğü soruşturmalar üzerinden bir mağduriyet algısı oluşturup, 'beni engellemek istiyorlar' gibi bir durumun içerisine giriyor. Hep birlikte görüyoruz; o aday adaylığı toplantılarındaki kullandığı ifadeler kabul edilebilir ifadeler değil."