Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirilen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı çıkışında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Özellikle toplumda cezasızlık algısının ortadan kaldırılmasına yönelik önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Tunç, "milleti huzursuz eden suç şebekeleri, suç ve suçla mücadele konusunda kollukla beraber yargı teşkilatının mevzuat noktasındaki ihtiyacını da giderecek önemli çalışmaların gündemlerinde olduğunu" söyledi.
“Tekrar gözden geçirilmeli”
"Bugüne kadar mevzuatla ilgili çok önemli yenilikler, düzenlemeler yapıldığını, üç yargı reformu belgesi hazırlandığını" ifade eden Tunç, bu kapsamda çok sayıda yasal düzenlemelerin yapılıp uygulamaya geçtiğini belirtti.
Düzenlemelerin dördüncüsünü yaptıklarını aktaran Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Önceki hedeflerden yakalanamayanlar da bunda yer alacak. Ama şu anda gündemimizde olan birçok hususu, birçok sorunu ortadan kaldırmaya yönelik de önemli yasal düzenleme hazırlıklarımız var. Cezasızlık algısı dediğimiz, özellikle son günlerde konuşulan iki yılın altındaki suçlarda bir yıl koşullu salıverme, bir yıl da denetimli serbestlik, dolayısıyla iki yılın altında ceza alan şu anda bazı suçlar istisna olmak üzere hapis cezası almamış oluyor. Yani alıyor, ama uygulanmamış oluyor. Bu durumda bir yıllık denetimli serbestlik süresinden yararlanabilmesi için bu kişilerin belli bir süre cezaevinde kalabilmesi ile ilgili bir teklifimiz olmuştu. Bunu yine önereceğiz. Yine özellikle kamuoyunda duruşmadaki kılık kıyafeti nedeniyle indirim alan kişilerle ilgili hep eleştiri söz konusu oldu. Geçen yaşama döneminde salt indirim almak için kılıf kıyafetin indirim sebebi olmayacağı yönünde bir düzenleme yapmıştık ama bu konudaki eleştiriler de hep devam etti. Şimdi bu iyi hal indiriminin yeniden bir tartışılması lazım."
Hadım için çalışma yapılacak mı?
"Cinsel suçlara ilişkin hadıma yönelik bir çalışma yapılması günümüzde mümkün mü?" sorusu üzerine Tunç, "Ceza İnfaz Kanunu'muzda önceki senelerde gündeme geldiğinde, o zaman Adalet Komisyonu üyesi olarak hatırlıyorum konuyu. Ceza İnfaz Kanunu'muzun 108. maddesinde tıbbi tedaviye karar verme yetkisi var. Bu anlamda mevzuatımız buna uygun. Tabii orada uygulamayı geliştirecek şekilde belki mevzuatta yeni bir düzenleme yapılabilir" cevabını verdi.