8 bin 500 yıllık tarihi geçmişiyle İon, Helen, Roma ve Bizans uygarlıklarına ev sahipliği yapan Bergama, İzmir’in tarihi, kültürel ve ticari zenginliklerinin en önemlilerine sahip olan ilçelerinden biri.
Merkeze 108 km uzaklıktaki Bergama, Türkiye’nin en önemli kültür miraslarının bazılarını da yaşatmaya devam ediyor.
Adını aldığı Pergamon Krallığı’nın da başkenti olan Bergama, yüzyıllar boyu kültür, sanat ve sağlık, merkezi oldu. 1870’lerde başlayan kazı çalışmalarının hala sürdüğü antik kentte dönemin önemli sağlık merkezlerinden olan Asklepion, tıp biliminin geçmişine ışık tutan ve o zamanlarda uygulanan tanı ve tedavi yöntemleri ile de dikkat çeken türden bir merkez.
Asklepios Kutsal Alanı, galerili avlusu, 3 bin 500 kişilik tiyatro yapısı, İmparator Hadrianus’a ait kült salonu, kütüphanesi, yuvarlak planlı Asklepios Tapınağı ile Roma Dönemi’nde oldukça önemli bir sağlık merkeziydi.
Güney kesiminde Helenistik dönemden kalma üç küçük tapınak ile uyku odaları, kutsal kaynak ve havuzlar bulunmaktadır. Kutsal kaynak yanında burada tedavi gören hastaların soğuk ve sıcak havadan korunmasını sağlamak amacıyla uzun bir yer altı tüneli inşa edilmiş.
Döneminin en önemli sağlık merkeziydi
Günümüzde İzmir’in sağlık turizmi kenti olması yolunda atılması geren adımlar tartışıla dursun, yüzyıllar önce Bergama’da kurulan Asklepion çağın en önemli sağlık merkezlerinden biri konumundaydı.
Sağlık tanrısı Asklepios adına M.Ö IV. yy.ın ortalarında kentin oldukça dışında Geyikli Dağı’nın yamaçlarında, kuytu bir vadi içersinde, şifa verdiğine inanılan su kaynaklarının bulunduğu düzlükte kurulmuştur. Kuruluş efsanesine göre, saygın bir kişi ve aynı zamanda Pergamon’un ilk Prytan’ı olan Arkhias, Yunanistan’da avlandığı sırada ayağından yaralanır. Tedavisi Yunanistan’ın en ünlü Epidauros Asklepieion’unda yapılır. Tedavi sonucu iyileşen Arkhias, sağlık tanrısına şükranlarını sunmak için Epidauros Asklepios kültünün Bergama’da da kurulmasını sağlar.
"Bu şehre ölüm giremez"
9 yüzyıl boyunca hizmet veren Asklepion sağlık merkezi hamileler ve ölüme yakın olan hastaların girmesinin yasak olduğu rivayet edilir. Romalılar döneminde yaptırılan ve Asklepion ile kent merkezi arasındaki geçişi sağlayan yolun girişinde “Ölüler Giremez” yazısı asılıymış.
Asklepion’a şifa bulmaya gelenler öncelikle avluya alınır, muayene edilir, tanı konur, iyi olacak gibilerse Asklepion’a girmelerine izin verilirdi. İyileşemeyecek ağır hastalar ve doğum yapacaklar asla içeriye alınmazdı. Tedavide hastanın kutsal alan içinde telkinle uyutulması önemli bir aşamaydı. Hasta uyku odasına gitmeden yıkanıp beyaz giyişi giyip koyun kurban ettikten sonra odaya girer. Uyandığında gördüğü rüyayı rahiplere anlatırdı. Asklepion'da rahiplerle hekimler, hastaların tedavisinde birlikte hareket ediyorlardı.
Bir şifa merkeziydi
Bergama’da bulunan Asklepion, antik çağlarda sağlık tanrısı Asklepios’a adanan bir şifa merkeziydi. Antik Yunan dünyasında tıbbın gelişimi için önemli bir merkez olan bu yapı, şifalı suları, doğal kaynakları ve özel tedavi yöntemleriyle dönemin en popüler sağlık merkezlerinden biri haline geldi. Günümüzde ise bu tarihi mekan, modern turizme katkıda bulunarak Bergama’ya olan ilgiyi artırıyor.
Antik tıp merkezi olarak Asklepion
Asklepion, sadece bir tapınak değil, aynı zamanda bir tıp merkeziydi. Burada suyun şifalı olduğuna inanılır, hastalar tedavi edilir ve tıbbın o dönemdeki en gelişmiş yöntemleri uygulanırdı. Özellikle suyla yapılan tedavi yöntemleri ve doğanın tedavi gücü Asklepion’un ününü artırdı. Bugün, bu tarihi alan turistlerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor.
Şifalı sular ve tedavi yöntemleri
Asklepion’da kullanılan şifalı sular, o dönemde çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılırdı. Roma ve Yunan dönemlerinde hem ruhsal hem de fiziksel şifaya inanan insanlar, buradaki şifalı suları içerek ya da suyun içinde vakit geçirerek tedavi olurlardı. Su, dinlenme ve meditasyonla birleşen bu tedavi yöntemi, günümüzde bile doğal tedavi yöntemlerine ilgi duyan turistleri çekiyor.
Modern turizmde Asklepion’un yeri
Asklepion, bugün Bergama’nın en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden biri. Hem yerli hem de yabancı turistler, bu antik merkezin büyüleyici atmosferinde tarihin ve sağlığın buluştuğu bir yolculuğa çıkıyorlar. Ayrıca, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alması da Bergama turizmine olan ilgiyi artırıyor. Şifalı suların ve antik tedavi yöntemlerinin bir parçası olarak sunulan bu deneyim, modern sağlık turizmi ile geçmişi birleştiriyor.
Bergama turizmine katkıları
Bergama, sahip olduğu bu antik tıp merkezi sayesinde turizme büyük katkılar sağlıyor. Özellikle sağlık ve tarih turizmine ilgi duyanlar, Bergama’yı ziyaret ederek antik tıbbın ve modern turizmin kesişimini deneyimleme fırsatı buluyorlar. Bölgedeki turizm işletmeleri de bu kültürel mirası destekleyerek, turistlere hem tarihi hem de doğal bir deneyim sunuyor.