Beydağ ilçesi, coğrafi konumu sayesinde tarih boyunca çeşitli kavimlerin yerleşim yeri olmuştur. Bu durum, Beydağ’ın hem tarihi hem de kültürel mirasının zenginliğini artırmış ve bölgeyi ilginç bir hale getirmiştir. Ancak Beydağ’ın adı, zaman içinde farklı şekillerde anılmıştır ve bu konuda çeşitli teoriler bulunmaktadır.

Tarihsel süreci

Prof. Dr. Bilge Umar’a göre, Beydağ’ın eski ismi "Palaipolis" olup, bu isim Helen dilinde "Eski Kent" anlamına gelmektedir. Bu ad, Osmanlı dönemine kadar birçok farklı şekillerde (Palyapolis, Nikapolis, Palaioupolis gibi) anılmıştır. M.S. IV. yüzyılda, bölge Pisikoposluk merkezi haline gelmiş ve bu dönemde şehir kalıntılarının varlığı dikkat çekmektedir.

Bölgenin önemi

Beydağ, Etiler döneminden daha önce yerleşim yeri olduğunu belgeleyen kalıntılara sahiptir. MÖ 7. yüzyılda tanrıların yurdu olarak kabul edilen "Akrapolis" ismi ile anılan bu yer, Aka ve Hititler dönemine kadar uzanan tarihi ile dikkat çekmektedir. Ayrıca, Beydağ'daki antik şehir devletlerinin, İyonya'nın siyasi ve kültürel merkezi olduğu belirtilmektedir.

İzmir kruvaziyer ve yat turizminde yeni hedeflere ilerliyor! İzmir kruvaziyer ve yat turizminde yeni hedeflere ilerliyor!

Adın değişimi

1327 yılında Bodemya (Potemia) Emirliğine bağlanan Beydağ, 1453’ten itibaren Tire’ye bağlı bir kaza olarak anılmıştır. 1671 yılında Evliya Çelebi'nin Beydağ’ını ziyareti sırasında "Biyan kökü çok olduğundan biyanbol'dan galat olarak verilmiştir" ifadesi, adın kökeni hakkında ilginç bir bilgi sunmaktadır.

Balyambolu adı, 1926 yılında İzmir Vilâyeti Meclis-i Umumisinin kararıyla Beydağ olarak değiştirilmiştir. Nahiye merkezi olan Beydağ, zamanla Adaküre, Beyköy ve Pazaryeri gibi yerleşimlerle birlikte yönetim değişiklikleri yaşamıştır. 1988 yılında ilçe statüsü kazanan Beydağ, geçmişin derin izlerini günümüzde de taşımaktadır.

Beydağ, tarihi zenginlikleri ve doğal güzellikleriyle sadece yerel halk için değil, tarih meraklıları için de keşfedilmeyi bekleyen bir bölgedir. Adının kökeni ve tarihi süreçleri, bu bölgenin kültürel kimliğini oluştururken, geçmişin izleri günümüzde de yaşamaya devam etmektedir.