Yangın öncesinde 414 TL olan mini yangın tüpünün fiyatı, yangından sadece iki gün sonra 735 TL’ye yükseldi. Yangın güvenliği ürünleri arasında yangın tüpleri, alarm sistemleri ve duman dedektörleri gibi ürünler ön planda. Bu durum, deprem sonrası çadır ve acil malzeme fiyatlarının fahiş şekilde artmasını hatırlatıyor. Bolu’daki otel sadece bir örnek. Geçmiş örneklere bakacak olursak;
6 Şubat Depremi
Türkiye 6 Şubat 2023 tarihinde 9 saat arayla gerçekleşen, merkez üsleri sırasıyla Kahramanmaraş ili Pazarcık ilçesi ve Elbistan ilçesi olan, 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde yaşanan deprem sonrası,depremzedeler yoklukla ve acılarıyla bahsetmeye çalışırken Depremden sonra kiraların 3-4 kat arttı. Bölgeye yakın illere gerçekleştirilen göç hareketleri, bu illerdeki konut taleplerini artırmıştı. Artan konut taleplerini fırsata çevirmeye çalışan kişiler, kira ve satış fiyatlarını yükseltmeye çalıştıklarını görmüştük.
Atatürk Havaalanı saldırısı
28 Haziran 2016’daki saldırı sonrasında, bazı taksicilerin İstanbul Havalimanı gibi bölgelerde fahiş fiyat uygulamaları yaparak, kriz ortamını fırsata çevirmeye çalıştığını görmüştük.
Pandemi dönemi
11 Mart 2020 tarihinde tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgınının ardından, sağlık önlemleri kapsamında maske, dezenfektan ve kolonya gibi ürünlere olan talep hızla artmıştı. Bu artan talep, bazı satıcılar tarafından fırsata çevrilerek bu ürünlerin fiyatlarının ciddi şekilde yükseldiğine şahit olmuştuk.
Fırsatçılar, talebin arttığı bu dönemde, insanların acil ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak fiyatları yükseltiyor. Yangın güvenliği ekipmanlarının fiyatlarındaki yükseliş sadece yangın anında değil, her türlü acil durumda da benzer fırsatçılığı gündeme getiriyor.
Yangın sonrası alınması beklenen denetimlerin ertelenmesi, fırsatçılar için bir fırsata dönüşmüş durumda. Fiyat artışlarının, felaketten sonra yapılacak denetimlerin ertelenmesiyle tetiklendiği belirtiliyor. Ancak, bu durum “serbest piyasa” yaklaşımının ötesine geçerek çıkarcılığa dönüşüyor.
Bu tür fiyat artışları, ticaret olarak görülse de, çoğu kişi tarafından ahlaksızlık olarak nitelendiriliyor. Kriz anlarında, insanların acil ihtiyaçlarını fırsata çeviren bu yaklaşım, serbest piyasa düzeniyle bağdaşmıyor. Acil ihtiyaçlar yerine, normalin çok üzerinde fiyatlar talep etmek, ticaretin değil, vicdansızlığın ta kendisi olarak değerlendiriliyor.
Toplum olarak onurumuzu, vicdanımızı ve zihniyetimizi geri kazanmamız gerekiyor.