İZMİR

Bornova Amazon Heykeli

Bornova Cumhuriyet Meydanı’ndaki Amazon Heykeli, yıllar sonra yeniden yapıldı. Heykeltıraş Bülent Ötük tarafından tasarlanan yeni heykel, güçlü ve savaşçı Anadolu kadınının simgesini yeniden canlandırıyor.

Bornova Amazon Heykeli
Abone Ol

İzmir’in Bornova ilçesinde, Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan Amazon Heykeli, 1991 yılında dönemin SHP'li Belediye Başkanı Ali Sözer tarafından yapılmıştı. Zamanla yıpranarak deforme olan heykel, aynı sanatçı Bülent Ötük tarafından yeniden inşa edildi. Yeni heykel, güçlü ve savaşçı Anadolu kadınının simgesini taşıyor. Atatürk’ün Nutuk eserini tutan figür, hem tarihsel bir mesaj veriyor hem de kültürel bir mirası yaşatıyor.

Tarihi ve kültürel bir anıt

Bornova’daki Amazon Heykeli, 1991 yılında Bornova Belediyesi tarafından, dönemin Belediye Başkanı Ali Sözer'in desteğiyle yapılmış ve kısa sürede bölgenin simgelerinden biri haline gelmişti. Ancak yıllar içinde doğal etkiler nedeniyle yıpranan heykel, yeniden yapılması için harekete geçildi. Heykeltıraş Bülent Ötük, ilk heykelini yeniden yaratmakla kalmayıp, daha anlamlı bir figür tasarımıyla halkla buluşturdu.

Yeni Amazon Heykeli, güçlü bir Anadolu kadınının simgesini taşıyor. Kadın figürü, bir elinde ok ve yay, diğer elinde ise Atatürk’ün Nutuk eserini tutuyor. Bu tasarım, sadece savaşçı bir kadını değil, aynı zamanda Cumhuriyet’in değerlerini ve Atatürk’ün düşüncelerini simgeliyor.

Yeni heykel, ilk tasarımdan farklı olarak daha alçak bir kaideye yerleştirildi. Bu sayede heykel, izleyiciyi daha yakın ve etkileyici bir şekilde selamlıyor. Alt kısmında yer alan yazı ise, Amazonların, "Anaların Anası Kibele'nin kadın savaşçıları" olduğu vurgulanarak, tarihi bir referans sunuyor.

Bülent Ötük’ün yeni tasarımı ve anlamı

Yeni Amazon Heykeli, estetik olduğu kadar derin bir anlam taşıyor. Atatürk’ün Nutuk eserinin figürün elinde yer alması, Cumhuriyet’in ideallerine olan bağlılığı simgeliyor. Ötük, güçlü bir kadın figürünü canlandırırken, aynı zamanda tarihsel bir kimlik ve kültürel mirası da yaşatıyor. 1991’deki ilk yapımda olduğu gibi, heykelin tekrar yaratılması, bölge halkının geçmişle bağlarını güçlendirmek ve bu değerleri geleceğe taşımak adına önemli bir adım olarak kabul ediliyor.