Buca'nın en eski ve tarihi yapılarından biri olan Renda Köşkü, zaman içinde geçirdiği değişimlerle adeta bir hüzün hikâyesine dönüşmüştür. 1850’li yıllarda postahane olarak kullanılan bu tarihi bina, zamanla başka işlevlere de hizmet etmiştir. 1976 yılına kadar Çamlaraltı Koleji olarak, sonrasında ise Buca Ticaret Lisesi’nin idari binası olarak kullanılan köşk, 1995’ten itibaren kaderine terk edilmiştir. Şu anda, harabe halde olan yapının geçmişteki ihtişamından geriye kalanlar, İzmir’in Levanten geçmişinin izlerini taşıyor.
Buca Renda Köşkü’nün tarihçesi
Buca Renda Köşkü, 19. yüzyılın ortalarında postahane olarak kullanıldığında, İzmir’in ticaretle iç içe geçmiş yapısına önemli katkılar sağlıyordu. 1976 yılına kadar bir kolej olarak hizmet veren köşk, burada eğitim gören birçok öğrenciye ev sahipliği yapmış, sonra da Buca Ticaret Lisesi’nin idari binası olmuştur. 1995 yılına kadar bu şekilde kullanılan köşk, zamanla boşalmış ve ilgisizlik sonucu yıkılmaya yüz tutmuştur.
2003 yılında yapının yola doğru çökmesi, Buca Belediyesi’ni önlem almaya zorlamış, etrafına metal bariyerler çekilmiştir. Ancak, geçmişten günümüze köşkün fiziksel yapısının büyük kısmı yıkılmış ve harabe haline gelmiştir.
Levanten kültürünün izleri
Renda Köşkü’nün hikâyesi sadece bir yapının zamanla yok olmasından ibaret değildir. İzmir’in Levanten nüfusunun geçmişiyle de doğrudan ilişkilidir. Osmanlı döneminde, İzmir’e yerleşen Levantenler, şehirdeki ticari hareketliliğin önemli bir parçasını oluşturmuşlardır. Bu nüfus, Fransız ve İtalyan kökenli Katoliklerden oluşmuş ve zaman içinde yerel halkla kaynaşarak, kendilerine özgü bir yaşam tarzı benimsemişlerdir. İzmir’in zenginliği ve kültürel çeşitliliği, Levantenlerin günlük yaşamlarına da yansımıştır. Levanten ailelerin çocukları, genellikle Rumca'yı ortak dil olarak kullanmış, kültürel alışverişlerle farklı bir kimlik oluşturmuşlardır.