Ülkemizde yorumculuk alanında ilk ve öncü olan Müzik Yorumcuları Meslek Birliği (MÜYORBİR), bu yıl 25’inci yaşını kutluyor. 3 bin 300 üyesinin toplu hak yönetimini yapan birlik, yıl dönümü kapsamında bir dizi etkinlik gerçekleştiriyor. Bunlardan biri Beyoğlu Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde iki oturum şeklinde gerçekleştirilen ve ‘Günümüzde Türk Sanat Müziği’ başlığını taşıyan paneldi.
Burhan Şeşen: Sektör, pop müziğin bombardımanı altında
Panelin açılış konuşmasını Müyorbir Yönetim Kurulu Başkanı ve BirGün gazetesi yazarı, müzisyen Burhan Şeşen yaptı. Şeşen, “Türk Sanat Müziği (TSM); çalınması ve icrası en zor müzik türlerinden biridir. Bu türden üretimlere sıkça rastlanmıyor; yıllar geçtikçe bilinirliği azaldı. Biz de eski günlerine kavuşabilmesi için elimizden geleni yapacağız. Sektör pop müziğin bombardımanı altında, TSM hak ettiği yerde değil” dedi.
Türk Sanat Müziği üzerine konuşmalar yapıldı
Moderatörlüğünü Mehtap Saraç’ın yaptığı panel dizisinin ilk oturumunda; İstanbul Radyosu emekli saz sanatçısı ve koro şefi Ahmet Kadri Rizeli, TRT TSM ses sanatçısı, bestekâr ve koro şefi Cengizhan Sönmez ve Prof. Dr. Volkan Gidiş, konuşmacı olarak hazır bulundular. Panelde TSM’nin bugünkü yeri ve dinleyici kitlesi karşılaştırmalı bir bakışla değerlendirildi. TSM’nin günümüz dinleyicileri üzerindeki etkileri ve genç nesilce nasıl algılandığı üzerine tartışmalar yapıldı. Öte yandan tüketim toplumu ve hızlı dijitalleşmenin TSM üzerindeki etkilerinin de değerlendirildiği panelde; sosyal medya, dijital mecralar ve bunların olumlu ve olumsuz etkileri de panelin merceğindeydi. Ahmet Kadri Rizeli, musikinin zamanla tarz değiştirdiğini, TSM’nin değişim içerisinde çok yükselemediğini ama hep belli bir düzeyde seyrettiğini belirtti. Çok fazla konservatuvar açıldığından bahisle “Gençlerin yetişmesi güzel ama musiki ilerlemiyor. Çok kişi yetişiyor ama müzisyen yetişmiyor” dedi. Türkçeyi doğru ve güzel kullanmanın TSM için çok önemli olduğunu vurgulayan Rizeli, dinleyici kitlesinin değişimini müziğin değişen ve gelişen bir olgu olması üzerinden değerlendirdi. Cengizhan Sönmez ise TSM alanında yeni şarkıların üretilmemesini ve repertuvar yenileme noktasında sorunların olduğunu ifade ederek “En yakın TSM şarkıları 60 yaşında. 2025 model bir ‘Şimdi Uzaklardasın’ dinleyemiyoruz. TSM repertuvar yenileyememiştir. Bunun ilk olumsuz yapı taşını özel radyo ve TV’ler koymuştur. O zamana kadar TRT repertuvarı koruyabildi. TSM’yi yükseltecek muhatap devlettir. Devletin bir ‘kültür politikası’ olmalıdır. Devlet, TRT ve Kültür Bakanlığı ile musikinin geleceğe miras yoluyla bırakılması üzerine çalışmalıdır” dedi. Prof. Dr. Volkan Gidiş de popüler kültür ve TSM ilişkisi üzerine akademik bir konuşma gerçekleştirdi. TSM’nin zarif ve entelektüel bir makam müziği olduğunu vurguladı.
İkinci oturumda Türk Sanat Müziği'ni koruma ve yeni nesillere aktarma yöntemleri konuşuldu
Panelin 2’nci oturumu, ‘TSM’nin Geleceği’ başlığı altında gerçekleştirildi. TSM’yi koruma ve yeni nesillere aktarma yöntemleri, dijital platformlar ve yeni medyanın kullanımı, projeler, stratejiler ve geleceğe kılavuz olabilecek reçeteler değerlendirildi. MÜYORBİR Haysiyet ve Disiplin Kurulu Başkanı Birol Yayla, TSM’ye ilişkin bir gelecek tasavvuru olması gerektiğinin altını çizerek bunun sadece şarkı formu üzerinden yapılmasının doğru olmadığını ifade etti; “Yeni anlatım biçimleri bulup, makam ve usullerimizi yaparak bu kültürün biriktirdiklerini ve bugüne aktardıklarını farklı sentezlerle kitlelere ulaştırmalıyız” dedi.