İzmir'de DİSK Genel-İş Sendikası, belediye işçilerinin işten çıkarılmalarına karşı ortak bir basın açıklaması yaptı. DİSK'in 1, 2, 3 ve 9 Nolu şubelerinin yanı sıra Tüm Bel-Sen ve diğer sendikaların destek verdiği açıklamada, 160 belediye işçisinin haksız yere işten çıkarıldığına dikkat çekildi. İzmir DİSK Genel-İş 1 Nolu Şube Başkanı Engin Topal, işçilerin hakları ve ekonomik zorluklara karşı duyduğu endişeleri dile getirerek, hükümetin baskıcı tutumunu eleştirdi.
"Bu ekonomik koşullarda işten çıkarmalar akıl dışı"
Basın açıklamasının açılış konuşmasını yapan DİSK-Genel İş 2 Nolu Şube Başkanı Engin Topal, işçilerin zor ekonomik koşullarda işten çıkarılmalarının kabul edilemez olduğunu belirtti. "160 arkadaşımızın işten çıkarılması, aklın son noktasıdır" diyen Topal, belediyelere yönelik baskıların arttığını ve işçilerin haklarının hiçe sayıldığını ifade etti. Özelleştirme girişimlerini de eleştiren Topal, "ESHOT'un özelleştirilmesi adım adım hayata geçiyor. Şehir içi ulaşımı kar amacı güden özel şirketlere devretmek, halkın çıkarlarına tamamen ters bir adım" diye konuştu.
"236 Araç İZULAŞ'a devrediliyor"
Başkan Topal, ESHOT'un İZULAŞ'a devredilmesiyle ilgili eleştirilerini dile getirerek, "ESHOT bir kamu kurumudur ve şu anda devredilmek istenen İZULAŞ, belediyenin özel bir şirketidir. ESHOT'un zarar ettiği söyleniyor, fakat bunun doğru olmadığını biliyoruz. Bu durumu açıklığa kavuşturalım, para yok denilen bir alana 236 otobüs devredilmeye çalışılıyor. İZULAŞ'ın zararını nasıl denkleştireceğiz? Sermaye artırımıyla mı? Kamunun malı olan ESHOT’ta böyle bir durum söz konusu değil. Yıllar önce mikrofonlardan, İzmir’de özelleştirmenin ilk adımlarının atıldığı açıkça duyurulmuştu. Şimdi ise, 85 yıllık köklü geçmişe sahip ESHOT'un yerine İZTAŞIT kurulmuş ve başlangıçta şehre girmeyecek denilen bu araçlar, şu anda şehrin en yoğun bölgelerinde faaliyet gösteriyor. Soruyorum, 85 yıllık ESHOT'u özelleştirme yoluna mı gidiyoruz? Eğer öyleyse, bunun açıkça kamuoyuna duyurulması gerekir, çünkü başka bir açıklaması yok. Eğer İzmir Büyükşehir Belediyesi bütçesini düzeltmek için 236 otobüsü ve yaklaşık 400 şoförü İZULAŞ’a devretmek ve İZENERJİ’den 148 işçiyi işten çıkarmak gerekiyorsa, o zaman 23 bin işçiyi işten çıkarın, herkes rahat etsin. Biz de işsiz kalalım, siz de rahat edin. Bugün hükümet, adaletsizliğe karşı sesimizi duyurmaya çalıştığımızda bizi tutuklatıyor, ama burada da işten atılma tehdidiyle karşı karşıyayız. Nereye gidelim, kime başvuracağız? Yunanistan’a mı gidelim? Her iki tarafta da ekmeğimizle tehdit ediliyoruz" ifadelerini kullandı.
"İktidarın baskıları işçilerin haklarını engelliyor"
İzmir DİSK Genel-İş 2 Nolu Şube Başkanı Ercan Gül ise kamuoyuna yapılan basın açıklamasında, işçilerin geçim sıkıntısı ve enflasyon karşısında daha da zor duruma düştüklerine dikkat çekti. Gül, hükümetin uyguladığı ekonomi politikalarının işçilerin yaşamını daha da zorlaştırdığını belirterek, "Biz, işçilerin haklarını savunmaya devam edeceğiz. Belediye işçilerinin hakları için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz" dedi. Ayrıca, eyleme katılan işçilere yönelik yapılan tutuklama ve disiplin cezalarının, sendikal hakları ihlal ettiğini vurguladı. Gül, bu tür baskılara karşı çıkacaklarını belirterek, 3 Şubat’ta büyük bir direniş başlatacaklarını duyurdu.
İşçilerin sendikal hakları ve direniş çağrısı
Gül, açıklamanın devamında, "Bildiğiniz gibi emekçiler her geçen gün daha da yoksullaşıyor, enflasyon yükseliyor ve işçilerin borçluluğu da her geçen gün artıyor. İşçiler geçinemiyor. Elbette bunun müsebbibi iktidar ve uyguladığı ekonomi politikalardır. Vergide ve gelirde adaletsizlik her geçen gün büyürken sermayeye kaynak aktarılmaya da devam ediyor. Bu koşullar altında işçilerin tek gelir kaynağı olan, alın terinin karşılığı olan ücretler aksadığında yaşanılan krizin yükü daha da dayanılmaz oluyor.
7-8 Ocakta İzmir Büyükşehir Belediyesi işçileri olarak iktidarın muhalif belediyeleri ekonomik kıskaç altına almasının bedelini emekçiler ödemesin gelin hep birlikte iktidarın bu baskısına karşı birlikte mücadele edelim diyerek sendikal hak ve özgürlüklerimizi kullanarak eylemlilik gerçekleştirdik. Ücretlerimizin ödenmesindeki gecikmelerin ve yaşanan aksaklıkların ivedilikle düzeltilmesi çağrısı da yaptık. Bu eylemlilikten sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin eyleme katılan işçilere yönelik tavrı ve hakkaniyetsiz uygulamaları ile karşı karşıya kalmaktan büyük bir üzüntü duyduk. Öncelikle yaşanan tüm sorunları diyalog yoluyla çözebileceğimizi belirtmek isteriz. Önceliğimiz elbette budur. İktidarın politikaları karşısında emek ve demokrasi mücadelesi bayrağını elinde tutan ve bu uğurda kurulduğu günden bugüne kadar bedeller ödeyen bir sendika olarak bu onurlu mücadelemizden de hiçbir zaman geri adım atmayacağımızın bilinmesini de isteriz.
Bakınız sendikal hak ve özgürlüğümüzü kullandığımız 7-8 Ocak tarihinden sonra belediye yönetiminin sendikamıza yönelik uygulamaları şunlar olmuştur:
Sendikamızın örgütlü olduğu ESHOT Genel Müdürlüğü’ne ait olan 236 adet otobüs Belediye-İş Sendikasının örgütlü olduğu İZULAŞ A.Ş’ ye devretme işlemleri başlamıştır.
Eyleme katılan işçilere tutanaklar tutularak disiplin süreci başlatılmıştır ki bu 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun "sendika özgürlüğünün güvencesi" başlıklı 25. Maddesine aykırıdır. Bu maddeye göre; “İşçiler, sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya farklı işleme tabi tutulamaz.”
İZENERJİ ŞİRKETİNDE çalışan 148 üyemiz, kendi rızası olmadan İşveren tarafından belirsiz süreli ücretsiz izne çıkarılmışlardır. Ayrıca Kent Konseyi Müdürlüğü’nde çalışan 10 üyemiz 50 gün önce belirsiz süreli ücretsiz izne çıkarılmıştır. Bu uygulamalar yalnızca işçilerin haklarına değil, aynı zamanda Anayasa ile güvence altına alınmış temel özgürlüklere açık bir saldırıdır. Bu yapılanlar sendikal hak ve özgürlükleri engellemektir. Sosyal demokrat bir belediyeye yakışmayan tutum sendikamız açısından da kabul edilemezdir.
Tekrar altını çizmek isteriz ki gelin hep birlikte demokrasi mücadelesi, hak mücadelesini büyütelim. Gelin hep birlikte iktidarın uyguladığı ekonomik kıskaç karşısında omuz omuza mücadele verelim. Ancak emekçilerin haklarına, alın terlerine,sendikal hak ve özgürlüklerine dokunmayın. İşçilerin emeğiyle mücadelesiyle tercih ettiği üyesi olmaktan onur duydukları DİSK/Genel-İş’li olma hakkını bir Meclis kararıyla oldu bittiye getirerek TÜRK-İŞ’e bağlı Belediye-İş sendikasına geçirmek hem işçilerin sendika seçme hakkına müdahaledir hem de anaya sayal haklarına aykırıdır.
DİSK/Genel-İş Sendikası olarak, ülkemizin batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine, her alanda örgütlenme mücadelesi veren onurlu bir sendikayız. Amacımız, her işçinin örgütlenme hakkını kullanabilmesi ve işçi sınıfının hak ettiği yaşam ve çalışma koşullarına kavuşmasıdır. Bu uğurda, üyelerimizin haklı mücadelesinin sonuna kadar yanında olacağımızı bir kez daha vurguluyoruz. DİSK/Genel-İş olarak, işçilerin onurlu ve özgür bir şekilde sendika seçme haklarını savunmaya, baskıya karşı dayanışma içinde durmaya devam edeceğiz. İşçi sınıfının hak mücadelesini hiçbir baskı durduramayacaktır!
Şunu belirtmek isteriz ki haksız ve hukuksuz yere ücretsiz izne çıkarılan 158 arkadaşımız Pazartesi günü işlerine başlatılmadıkları takdir de ve ESHOT ‘ ta 236 otobüslerin devir işlemleri durdurulmadığı taktirde Örgütümüzün almış olduğu karar doğrultusunda 03 Şubat Pazartesi günü sabah saat 08:30 ‘ da İzmir Büyükşehir Belediyesi Fuar 1 Nolu Hol’ un önünde direnişimize başlayacağımızı belirtmek isteriz. Haklarımızı savunuyoruz, baskılara boyun eğmiyoruz!" şeklinde konuştu