KÜLTÜR-SANAT

Dünyayı görmeden anlamak: Körlük Alfabesi Braille'in hikayesi

Milyonlarca insanın hayatına dokunan Braille alfabesi nasıl ortaya çıktı, hiç düşündünüz mü? Bir kaza sonucu hayat bulan bu alfabe, adeta görme engelli bireyler için dünyaya açılan bir kapı oldu.

Abone Ol

Körlük alfabesi, diğer adıyla Braille, milyonlarca görme engelli bireyin hayata katılmasını sağlayan devrim niteliğinde bir sistemdir. Bu sistemin yaratıcısı, 1809 yılında Fransa’da doğan Louis Braille'dir. Braille, üç yaşında geçirdiği bir kaza sonucu gözlerini kaybetmiş, ancak görme yetisini kaybetmesine rağmen öğrenme ve dünyayı keşfetme azmi hiç sönmedi. Bu azim, onu daha sonra tüm dünyada milyonlarca insanın hayatını kolaylaştıracak bir sistemi yaratmaya itti.

Bir subayın gece yazısından ilham aldı

Louis Braille, 10 yaşında Paris’teki Körler Enstitüsünde eğitim almaya başladı. O dönemde, görme engellilere okuma yazma öğretmek için sadece kabartma harfler kullanılıyordu, ancak bu yöntem çok hantal ve verimsizdi. Öğrencilerin okuma yazma öğrenmeleri neredeyse imkânsız hale gelmişti.

Braille’in devrimsel sistemi geliştirmesinde ilham kaynağı ise, Fransız ordusunda subay Charles Barbier’in geliştirdiği bir gece yazısı sistemi oldu. Bu sistem, askerlerin karanlıkta iletişim kurmalarını sağlamayı amaçlıyordu, ancak oldukça karmaşıktı. Braille, bu gece yazısındaki noktaların dokunarak algılanabilen bir alfabe sistemi haline dönüştürülmesi gerektiğini fark etti. 15 yaşında, görme engellilerin hem okuyabileceği hem de yazabileceği bir sistem üzerinde çalışmaya başladı.

Braille Alfabesi nasıl doğdu?

Louis Braille, 1824 yılında altı noktadan oluşan bir alfabe sistemi tasarladı. Bu sistemde, her harf, rakam ve müzik notası bir hücre içinde bulunan altı nokta kombinasyonu ile temsil edilmiştir. Braille alfabesi, görme engellilerin okuma-yazma becerilerini geliştirmelerini sağladı ve kısa süre içinde tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı.

Braille Alfabesinin özellikleri

Braille alfabesi, kabartma bir yazı sistemidir. Harfler, sayılar ve semboller, altı noktadan oluşan bir hücre içinde farklı kombinasyonlarla düzenlenir. Bu noktaların her biri, ellerle dokunarak hissedilebilir. Bu basit, ancak etkili sistem, görme engellilerin bağımsızlık kazanmasını sağladı ve onlara eğitimde fırsat eşitliği sunarak toplumla daha entegre bir şekilde yaşamalarına imkân tanıdı.

Tüm dünya dillerine uyarlandı

Louis Braille’in ölümünden sonra, Braille alfabesi hızla yayılmaya başladı ve bugün neredeyse tüm dünya dillerine uyarlanmıştır. Eğitim materyallerinden tabelalara, müzik notalarından dijital cihazlara kadar çok geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Braille, sadece bir okuma yazma sistemi olmanın ötesinde, görme engelli bireyler için bir iletişim ve bilgi edinme aracı haline gelmiştir.

Braille: Dünyaya açılan kapı 

Louis Braille’in geliştirdiği bu sistem, görme engelli bireyler için eğitimde, istihdamda ve toplumsal hayata katılımda önemli bir araçtır. Braille, yalnızca bir alfabe değil, aynı zamanda görme engelli bireylerin dünyaya açılan kapısıdır. Bugün, Louis Braille’in başlattığı bu devrim, görme engelli bireylerin yaşam kalitesini artırmaya ve topluma daha fazla entegre olmalarına olanak sağlamaya devam ediyor.