Kartal’daki İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne dilekçe veren ve çıkışta adliye bahçesinde basın mensuplarına konuşan İmamoğlu, "Bu dava, İBB’nin seçilmiş başkanı olarak bana değil, aziz milletimizin iradesine yöneltilmiş açık bir darbe girişimidir. Bu dava, kesinlikle hukuki bir dava değil, siyasi bir davadır," ifadelerini dile getirdi.

Mahkemeye ilettiği duruşma katılım dilekçesinde ise İmamoğlu şu ifadeleri kullandı:

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli bir araya geldi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli bir araya geldi

"Bu cezanın yalnızca şahsımı değil, temsil ettiğim toplumu ve kamu yararını da derinden etkileyecek sonuçları olacaktır. 31 Mart 2024 İstanbul yerel seçimlerinde tercihlerini ortaya koyan 11 milyon seçmenin iradesini geçersiz kılacak olan bu cezaya karşı, mahkemeniz huzurunda doğrudan savunma yapabilmemin, hukuka olduğu kadar, hukukun kaynağı olan milli iradeye de saygının bir gereği olduğuna inanıyorum. Yüz yüze gelebileceğimiz bir duruşmada, bu durumu bizzat ortaya koyma isteğimi takdirlerinize arz ediyorum.”

''Entrikayla bileği kırma hesabı yapıyorlar''

Hakkındaki davanın iktidar tarafından kurgulanmış bir "proje" olduğunu savunan İmamoğlu, "23 sene önce, ‘yasaklara karşıyız’ diyerek yola çıkan iktidar, İstanbul'da üç seçimdir bükemediği bileği, entrikayla kırabilmenin açıkçası hesabı kitabı içerisindedir," dedi.

''Siyasi tarihimize sürülmüş kara bir lekedir''

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) özeleştiri vermek yerine, başka yollarla iktidarda kalma çabasında olduğunu vurgulayan İmamoğlu, "Tam saha bakanlarıyla, vekilleriyle, bürokratlarıyla siyaset yapanlar, bir kez daha milletin sandıktaki tokadını yemiştir. Oturup, nerede hata yaptığını anlamak yerine, iktidarlarını sürdürmek için, ne yazık ki yargı dahil her enstrümanı kullanmaktan başka hiçbir yol bulamamışlardır. Bu dava, siyasi tarihimize sürülmüş ne yazık ki kara bir lekedir," diye konuştu.

''Dünyanın en zorlama siyasi yasak davasının gündemi işgal etmesini istemiyorum''

Dava sürecinin "yüksek cesaretle takip edildiğini" söyleyen İBB Başkanı İmamoğlu, davanın Türkiye gündemini meşgul etmesini istemediğini belirtti.

"Milletin iradesine kafa tutmayın. Mertçe yarışalım. Bana sarf edilen ‘ahmak’ ifadesini kime iade ettiğim bellidir. Zaten o kişi bana, ben de ona dava açtım. ‘Ahmak’ ifadesinin suç olmadığı da Yargıtay kararlarıyla ortadadır. Dünyanın en zorlama siyasi yasak davasının artık Türkiye gündemini işgal etmesini ben istemiyorum. Umarım hak yerini bulacaktır."

Ne olmuştu?

Ekrem İmamoğlu, ilk kez İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına seçildiği 2019 yılının kasım ayında Fransa'nın Strazburg kentinde düzenlenen Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'ne davetli olarak katılmış ve bir konuşma yapmıştı.

O dönem Türkiye İçişleri Bakanı olarak görev yapan AK Parti İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu, İmamoğlu için "Avrupa Parlamentosu'na gidip, Türkiye'yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek," demişti.

İmamoğlu ise Soylu'ya "31 Mart'ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa'da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart'ta seçimi iptal edenler ahmaktır. Önce ona bir odaklansın." cevabını vermişti.

Bunun üzerine Türkiye'deki seçimleri organize eden Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) üyeleri hakarete uğradıklarını ve mağdur olduklarını belirterek İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazılı suç duyurusunda bulunmuştu.

Başsavcılığın hazırladığı iddianamede "kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret" suçundan İmamoğlu'nun 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapis cezasına çarptırılması istenmişti.

İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk ayağında Ekrem İmamoğlu'na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezası verilmişti.

Dava, son iki yıldır Türkiye'de "Temyiz Mahkemesi" olarak da kabul edilen Yargıtay'ın bir alt basamağı İstinaf Mahkemesi'nde görülmeye devam ediyor.