Asıl adı Derviş Mehmed Zillî olan Evliya Çelebi, 1611 yılında İstanbul Unkapanı’nda doğdu. Babası Derviş Mehmed Zillî sarayda kuyumcubaşıydı. Çocukluğunda hat, tezhip ve musiki eğitimi alan Çelebi, hafızlık yaparak Kuran'ı ezberledi. Enderun’a girerek IV. Murad’ın hizmetine girdi ve zekâsıyla dikkat çekti.
Evliya Çelebi’nin seyahat merakı, bir rüyasında Hz. Muhammed’i görüp “Şefaat ya Resulallah” demek yerine, “Seyahat ya Resulallah” demesiyle başladı. Bu rüya onun gezgin olmasına ilham verdi.
42 yıllık seyahatlerin izinde
1635’te İstanbul’u gezerek yazmaya başlayan Evliya Çelebi, kısa sürede Osmanlı’nın dört bir yanına yayılan gezilere çıktı. Anadolu, Rumeli, İran, Hicaz, Kırım ve Mısır gibi geniş coğrafyalarda bulundu. Seyahatleri boyunca devlet büyüklerinin yanında görev aldı, savaşlara katıldı ve ulaklık yaptı.
Önemli seyahat noktaları:
-
1640: Bursa, İzmit, Trabzon
-
1645: Kırım ve Yanya Seferi
- 1655: Doğu Anadolu, Irak, İran
- 1671: Hac ziyareti için Mekke ve Medine
- 1672: Mısır ve Sudan
Seyahatname: Gözlem, tarih ve kültürün birleşimi
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi, yalnızca gezip gördüğü yerlerin anlatımıyla sınırlı kalmaz. Toplumların yaşam tarzını, geleneklerini, mimarisini, dil özelliklerini ve sosyal yapılarını da ele alır.
10 ciltlik eser, gezilen bölgelerin sosyal hayatından masallara, şarkılardan yemek kültürüne kadar birçok bilgiyi içerir. Eserde, Osmanlı toplumunun günlük yaşamı sade ve akıcı bir dille anlatılmıştır.
Üslubu ve edebiyata katkısı
Evliya Çelebi, Divan edebiyatının süslü dilinden farklı olarak, sade ve akıcı bir üslup benimsedi. Hikâyeleri eğlenceli, zaman zaman alaycı bir dille anlatarak gezi yazılarına yeni bir soluk getirdi. Dili, kelime hazinesi ve deyimler açısından da dil araştırmacıları için önemli kaynaklar sunar.
Ölüm yeri ve mirası
1682 yılında Mısır dönüşünde vefat ettiği tahmin edilen Evliya Çelebi’nin mezarı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak eserleri, Türk kültür ve tarihine ışık tutarak onun adını ölümsüzleştirmiştir.