FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in ölümünün üzerinden üç hafta geçmesine rağmen, cenaze törenine dair dikkat çekici yeni detaylar gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Gülen’in kendini İslam savunucusu olarak tanıtmasına rağmen, cenazesinin Protestan adetlerine göre yapılması dikkat çekti.
Ölümünün üzerinden haftalar geçen FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in cenaze törenine ilişkin yeni ayrıntılara ulaşıldı. Edinilen bilgiye göre, Gülen’in cenazesinin protestan adetlerine göre yapıldığı ortaya çıktı. ABD’nin Pensilvanya eyaleti yakınlarında İslami usullerle defin hizmeti veren onlarca cenaze şirketi bulunurken, örgütün sözde üst düzey yöneticilerinin protestan bir şirketi tercih ettiği öğrenildi.
Ayrıca örgütün sözde yöneticilerinin cenaze işlemlerinin gizlilikle yürütülmesi konusunda şirkete baskı yaptığı da ortaya çıktı. Şirketin ise, çalışma usullerinin aksine çalışma takviminde bir günü boş bıraktığı, takvimde 24 Ekim 2024 gününe cenazesi olan Fethullah Gülen’in adı yazılmadığı belirtildi. Edinilen bilgiye göre, ABD’den fiyatları 2 bin ile 25 bin ABD doları arasında değişen tabutlardan en kaliteli ve pahalısı FETÖ elebaşı Gülen için kullanıldı
Protestan ritüellere göre tören
İddiaya göre, Gülen lüks bir tabut içinde gömüldü ve bu tercihin ardında, örgüt liderlerinden olan damadı Ahmet Kurucan’ın cenazenin bu şekilde yapılmasını örgüt içindeki üyelere açıklamaya çalıştığı, ancak ikna edici olamadığı belirtiliyor. Cenazenin Hristiyan geleneklerine benzer şekilde düzenlenmesi, örgüt içinde tepkilere neden oldu. Örgüt içi tartışmalar, Gülen’in kökeni ve inanç geçmişi üzerine yoğunlaşarak, İslami geleneklere uygun olmayan bu törenin arkasında hangi nedenlerin yattığı sorularını gündeme getirdi.
Doğum tarihi çelişkisi
Ayrıca, Gülen’in cenazesiyle ilgili diğer bir çarpıcı detay da doğum tarihi tartışması oldu. Gülen, kendine özel bir anlam yüklemek amacıyla doğum tarihini Mustafa Kemal Atatürk’ün vefat ettiği 1938 olarak dile getirse de, mezar taşına gerçek doğum tarihi olan 1941’in yazıldığı bildirildi. Bu durumun örgüt içinde rahatsızlık yarattığı, ve yöneticilerin apar topar 1938 tarihli yeni bir mezar levhası hazırlattığı öğrenildi.