KÜLTÜR-SANAT

Hasankeyf kazısında Anadolu parsı izi bulundu

Batman'ın tarihi Hasankeyf ilçesinde gerçekleştirilen kazılarda Artuklular dönemine ait bir kap parçası üzerinde Anadolu parsının figürüne rastlandı.

Abone Ol

Batman'ın tarihi Hasankeyf ilçesinde 2024 yılı kazı çalışmaları sona erdi. Mardin Artuklu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zekai Erdal'ın başkanlığında gerçekleştirilen kazılarda, çok sayıda önemli eser ortaya çıkarıldı. Bu eserler arasında, Artuklular dönemine ait, üzerinde nesli tükenmiş olduğu düşünülen Anadolu parsının figürünün yer aldığı bir kap parçası dikkat çekti.

Kazı çalışmalarında önemli keşifler

Kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün desteğiyle yürütülürken, Büyük Saray ve çevresinde yoğunlaşan çalışmalarda pek çok değerli bulgu elde edildi. Bunlar arasında, İslami dönemde lüster tekniğiyle yapılmış, üzerinde hayvan mücadelesini anlatan bir seramik kap parçası öne çıktı. Kapta, bir yaban keçisinin başı ile vahşi bir hayvanın gövdesinin yer aldığı bir sahne tasvir ediliyordu. Kazı Başkanı Doç. Dr. Zekai Erdal, bu figürün Anadolu parsına ait olabileceği görüşünü dile getirerek, fotoğrafların Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne gönderildiğini ve yapılan değerlendirmede figürün büyük olasılıkla Anadolu parsı olduğunun belirtildiğini söyledi.

Anadolu parsı ve Artuklu dönemi

Doç. Dr. Erdal, bu keşfin, Anadolu parsının 1200'lü yıllarda Hasankeyf bölgesinde yaşadığını ve bölgedeki halkın da bu nadir hayvanı sanatlarında ve günlük yaşamlarında tasvir ettiklerini ortaya koyduğunu belirtti. Anadolu parsının bu şekilde sanat eserlerine yansıması, bölgenin tarihsel ve kültürel derinliğini gözler önüne seriyor. Kazıların bir sonraki sezonunda, kap parçasının eksik kısmının bulunması hedefleniyor.

Geç Roma Dönemi’ne ait eserler de bulundu

Hasankeyf’teki kazılarda ayrıca, Geç Roma dönemine ait gözyaşı şişeleri de bulunduğunu belirten Doç. Dr. Zekai Erdal, bulunan gözyaşı şişelerinin Hristiyanlık öncesi dönemin inanışlarında var olduğunu belirtti. Dördüncü yüzyıla ait olan gözyaşı şişeleri, bölgenin tarihsel zenginliğini ve geçmişteki dini inançları hakkında önemli bilgiler sunuyor.