Yıllardır beklediğiniz fırsat ayağınıza geldi, terfi ettiniz, evlendiniz, büyük hayalinizi gerçekleştirdiniz… Ama birkaç ay sonra neden her şey “normalleşti”? Aynı şekilde büyük bir kayıp yaşadığınızda neden zamanla yeniden gülebiliyorsunuz? İşte tüm bu duygusal iniş çıkışların ortak noktası: Hedonik Adaptasyon. Bilim, mutlulukla ilgili en çarpıcı gerçeği yıllar önce ortaya koydu!
Piyango kazandılar ama... Bir yıl sonra her şey değişti!
Yapılan çarpıcı bir araştırmada, bir grup insana piyango kazandırıldı, bir diğer grup ise felç geçirdi. Sonuç tahmin edilebilir gibi görünüyordu: Bir grup çok mutlu, diğer grup çok mutsuz olacaktı. Ancak bir yıl sonra tekrar test yapıldığında her iki grubun da mutluluk seviyesi neredeyse eskisiyle aynıydı. Bu şaşırtıcı sonucu açıklayan mekanizmaya hedonik adaptasyon deniliyor. Yani, insan beyni olağanüstü olaylara bile zamanla alışıyor!
Mutluluk neden kısa sürüyor?
İyi bir işe girme, ev sahibi olma, çocuk sahibi olma… Her biri “mutluluk” beklentisiyle yapılır. Ancak hedonik adaptasyon, bu duygunun kalıcılığını engeller. Beynimiz her yeni durumu “yeni normal” olarak kodlar. Yani, kısa süreli mutluluk dalgası geçtikten sonra, eski ruh halimize geri döneriz. Aynı şey kötü olaylar için de geçerli! Beyin, acıya da mutluluğa da alışma eğilimindedir. Bu da hayata devam edebilmemizi sağlar.
Hedonik koşu bandı: Ne yaparsak yapalım başlangıç noktasına dönüyoruz!
Psikologlar, bu süreci “hedonik treadmill” yani “hedonik koşu bandı” olarak adlandırıyor. Ne kadar çabalarsak çabalayalım, mutluluk seviyemiz genellikle aynı kalıyor. Çünkü insan zihni sürekli yenilik arayışında ama aynı zamanda bir denge mekanizmasına da bağlı. Bu adaptasyon olmasaydı, geçmişe takılı kalır ya da olumlu bir gelişmenin rehavetine kapılıp duraksardık.
Peki hedonik adaptasyon kötü mü?
Sanılanın aksine, hedonik adaptasyon kötü bir şey değil. Tam tersine, psikolojik sağlığımızın teminatı. Çünkü bu sayede kayıplardan sonra toparlanabiliyor, yeni hedeflere yönelebiliyoruz. Duyguların zamanla etkisini yitirmesi, beynin bizi koruma biçimi. Ancak bu mekanizma, mutluluğun kalıcı olmadığını bilmemizi ve hayatı anlamlı kılacak daha derin bağlar kurmamız gerektiğini de hatırlatıyor.