Herkes konuşuyor kimse dinlemiyor!

Abone Ol

Eskiden tartışmalar karşılıklıydı. Bir fikrin vardı, karşındaki dinlerdi, sen de onu dinlerdin. Ortada bir akıl yürütme, bir anlam arayışı vardı. 
Şimdi? 
Yankı odasında bağırıyor. Sosyal medyada, kahvehanelerde, televizyonlarda… Dinlemek mi? Kimsenin umurunda değil! Amaç anlamak değil, ezmek. 
Fikir çarpışması yerine ego savaşları var. Kim daha sert, kim daha çok bağırırsa o haklı! Özellikle sosyal medyada bu çürümenin en net halini görüyoruz. 
Şimdi ise herkes, ekranın arkasından bağırarak konuşuyor. 140 karakterlik tweetler, üstü kapalı göndermeler, tahrik edici başlıklar, manipülatif haberler… 
Birisi farklı bir şey mi söyledi? Linç edin! 
Eleştirdi mi? Vatan haini ilan edin! 
Biri sevdiğiniz figüre laf mı etti? Ailesini bile işin içine katın! 
Tartışma kültürü dediğimiz şey, mahalle kavgasına döndü. Argüman üretmek yerine hakaret üretmek, analiz etmek yerine yaftalamak… Çünkü tartışmayı kazanmanın en kolay yolu, karşı tarafı susturmak oldu.
Televizyonlarda bile bu rezillik var. Sözde tartışma programları var ama kimsenin birbirini dinlediği yok. Herkes konuk değil, herkes spiker! Konuşan anlamak için değil, bağırarak üstünlük kurmak için konuşuyor. Kimse gerçeği aramıyor, herkes kendi doğrularının propagandasını yapıyor.
Gelin bir de günlük hayata bakalım. Eskiden sokakta, kahvehanede, sofrada sohbet ederdik. Şimdi? Sohbet yok, herkes kendi kafasında monolog çekiyor. "Benim dediğim doğru, senin fikrinle uğraşamam." İnsanlar birbirini anlamaya çalışmayı bırakalı çok oldu. Artık mesele haklı olmak değil, karşısındakini yok etmek.
Peki, böyle devam ederse ne olacak? Çok net: Hiçbir şeyi düzeltemeyeceğiz. Çünkü gerçek diyalog, anlamaktan geçer. Ama biz anlamak yerine bağırmayı, sorgulamak yerine linç etmeyi seçiyoruz. O yüzden, bu ülkede herkes konuşuyor ama kimse dinlemiyor. Ve bu yüzden de hiçbir şey değişmiyor!