Türkiye Ziraatçılar Derneği MYK Üyesi, İzmir Şubesi Başkanı İlker Ağın, yaşanılan zirai donun etkilerini İzmir’de Son Dakika’ya değerlendirdi.  Ağın, “Ülkemizin yüzde sekseni bundan etkilendi desek yanlış olmaz.” dedi.

Ilker Ağın1

“Üzüm, Kayısı, kiraz, fındık gibi ürünler dondan etkilendi!”

Ege Bölgesi’nin don olaylarına açık bir bölge olduğunu belirten Ağın, “Bölgemizde ve ülkemizde don afeti zaman zaman görülse de farklı bölgelerde, bu boyutta çok nadir karşımıza çıkıyor. Şu an baktığımızda aşağı yukarı ülkemizin yüzde sekseni bundan etkilendi desek yanlış olmaz. Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nden yapılan açıklamada da bu felaketin boyutlarını açıklıyor; açıklamada 65 ilde don olayı görüldüğü ve çiftçiler etkilendiği belirtiliyor. Donun şiddeti de önemli, buna da dikkat çekmek gerekiyor, yaşanan don hem yaygın hem de şiddetli bir şekilde ürünleri vurdu. Bir diğer neden ise küresel iklim değişikliğinin de etkisiyle kışın ağaçların erken uyanması oldu. Ağaçlar erken uyanıp erken meyve bağlıyor. Bitkilerin erken uyanması onları don zararına daha açık hale getiriyor. Üzüm, Kayısı, kiraz, fındık gibi ürünler dondan etkilenen ürünler arasında öne çıkıyor. Bu ürünlerin bir özelliği de bunların bizim ihracat ürünlerimiz olması. Dolayısıyla sonuçları itibarıyla baktığımız zaman bizim ihracat gelirlerimizde de tarım ürünleri ihracat gelirlerinde de bu sınıfta önemli bir düşmeden söz edebiliriz. Yani fındıkta, kayısıda, üzümde, kirazda diğer ürünlerde bu dondan fazlasıyla etkilendi.” İfadelerini kullandı.

“Devlet destekliyor ama çiftçi hâlâ sigorta yaptıramıyor”

Bu tür afetlerin ardından en çok üzerinde durulması gereken konunun, tarım sigortası ve devlet desteklerinin yetersizliği olduğunu vurgulayan Ağın, “TARSİM kapsamında çiftçilerin sigorta yaptırma oranının oldukça düşük. Tarım sigortalarında devlet, sigorta priminin yüzde 50’sinden fazlasını karşılıyor. Ancak buna rağmen çiftçilerin büyük bölümü ürünlerini sigortalatmıyor. Demek ki burada sistemsel bir sorun var. Devlet desteğine rağmen çiftçiler tarım sigortasına ilgi gösteremiyor bununda temel nedeni primlerin yüksek olması. Sigorta primleri, çiftçi gelirine oranla hâlâ oldukça ağır geliyor. Ya da sigorta yaptıran üreticiler, hasar durumunda aldıkları tazminatlardan memnun değil. Bu nedenle sigorta sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

“Tarım destekleri yeniden yapılandırılmalı”

Tarım sektöründe gelirlerin düştüğüne, üreticinin ekonomik anlamda zorlandığına işaret eden Ağın, “Geliri düşen çiftçi, primleri ödeyemiyor, ürününü sigortalatamıyor. Dolayısıyla tarıma bakış açımızı, destekleme politikamızı yeniden değerlendirmemiz gerekiyor. Gelecekte benzer doğal afetlere karşı üreticinin korunması için hem sigorta sisteminin hem de genel tarım politikalarının çiftçi lehine yeniden kurgulanması gerekiyor.” dedi.

Ilker Ağın

Aliağa’da 15 bin ton atık çevreye yayılmış Aliağa’da 15 bin ton atık çevreye yayılmış

 “Don afeti ihracatı ve gıda fiyatlarını vuracak, çiftçi çaresiz bırakılmamalı”

Ağın, Türkiye genelinde etkili olan don felaketinin tarımsal üretim, ihracat ve gıda fiyatları üzerindeki olası etkilerine dikkat çekerek, “Hükümeti acil önlemler almalı. Yaşanan zararın büyüklüğü nedeniyle birçok bölgenin “afet bölgesi” ilan edilmesi gerekiyor.” İfadelerini kullandı.

“Don, Tarım Sigortaları içinde en çok hasar ödemesi yapılan ikinci afet”

Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) verilerine göre, don olaylarının doludan sonra en çok hasar ödemesi yapılan ikinci afet türü olduğunu belirten Ağın, “Özellikle kayısı, üzüm, kiraz ve fındık gibi Türkiye’nin önemli ihracat ürünleri dondan ciddi şekilde etkilendi. TARSİM verileri, kayısı ve üzümün donda daha hassas olduğunu gösteriyor” diye konuştu.

“Meyvede kayıp yüzde 70’e kadar çıkabilir”

Meyve üretiminde genel kaybın yüzde 50’yi aştığını, bazı bölgelerde bu oranın yüzde 70’e kadar çıktığını ifade eden Ağın, “Bunun hem iç piyasada gıda fiyatlarını artıracağını hem de ihracat gelirlerinde ciddi bir düşüşe neden olacağını söyleyebiliriz. Bu ürünleri ya çok pahalıya tüketeceğiz ya da bulamayacağız” dedi.

“Çiftçinin borçları yapılandırılmalı”

Kiraz hasadının başladığı bu dönemde çiftçilerin büyük ekonomik kayıp yaşadığını dile getiren Ağın, “Çiftçi borçlarını ödemeye ve ihtiyaçlarını karşılamaya hazırlandığı bir dönemde ürünlerini bir gecede kaybetti. Zaten borçlu olan çiftçi, daha da çaresiz hale geldi. Hükümet, şu ana kadar don afetine dair herhangi bir “afet bölgesi” ilanında bulunmadı. Acil olarak bu adımın atılması ve doğrudan nakdi desteklerin acil olarak  sağlanması gerekiyor.  Çiftçinin borçları faizsiz olarak yapılandırılmalı, zarar gören ürünlerin değerleri ölçüsünde destek verilmelidir.” ifadelerini kullandı.

“Önlemler yüzde 100 etkili değil ama kısmi fayda sağlıyor”

Meteorolojik uyarıların zamanında geldiğini ancak bireysel önlemlerin yetersiz yük kalabildiğini söyleyen Ağın, “Saman yakmak, ilaçlarla ya da sulama yoluyla ağacın uyanmasını geciktirmek gibi yöntemler uygulanıyor. Ancak bunlar yüzde 100 koruma sağlamıyor, sadece kısmen etkili olabiliyor. Afetlerden kaynaklı sorunların kalıcı çözümü için kamu eliyle uzun vadeli planlama yapılması gerekli. İklim koşullarına uygun çeşitlerin geliştirilmesi, ürün deseninin yeniden belirlenmesi gerekiyor. Bu, kamusal bir planlamayla mümkün olabilir” diye konuştu.

“Çözüm üretici örgütlülüğünde”

Tarım politikalarının çiftçiye doğru şekilde ulaştırılmasının da önemli olduğunu dile getiren Ağın, “Bu çalışmaların çiftçiye en uygun şekilde aktarılması, tüm tarımda ileri ülkelerde olduğu gibi üretici örgütlülüğü ile mümkün. Ancak ülkemizde üreticilerimizin örgütlenme eksikliği bu noktada da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

Muhabir: Doğay Akın