İstanbul Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından gözler yeniden İzmir'e çevrildi. Uzmanlar, yapı stoku açısından en riskli ilçeler olarak 5 ilçeyi işaret etti.
Yapı stoku endişesi yeniden gündemde
Türkiye'nin deprem riski en yüksek şehirlerinden biri olan İzmir, İstanbul depreminin ardından bir kez daha yapı güvenliğiyle gündeme geldi. İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Bengi Atak, alüvyon zemin üzerinde kurulu ilçelere dikkat çekerek, “Bu gerçekle yaşamayı öğrenmek zorundayız” dedi.
Bayraklı ve Bornova’da 100 bin bina incelendi
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yürüttükleri yapı envanteri çalışmaları hakkında bilgi veren Atak, “Bayraklı ve Bornova’da yaklaşık 100 bin binanın incelendiği bir envanter çalışması tamamlandı. Karşıyaka’da çalışmalar başlayacak, Konak’ta ise önümüzdeki süreçte bu çalışmayı tamamlamayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Atak, inşa yılı kadar yapının zeminle olan etkileşiminin de büyük önem taşıdığını vurguladı. “Zemin sınıfı ya da yapım yılı tek başına yeterli değil. Esas olan bu iki unsurun etkileşimidir. Depreme dayanıklılık bu uyumla sağlanır” dedi.
Beş ilçe alüvyon zemin üzerinde
İzmir’de özellikle Bayraklı, Konak, Bornova, Karşıyaka ve Çiğli ilçelerinin yüksek oranda alüvyon zemin üzerinde yer aldığını belirten Atak, bu alanlarda kaya derinliğinin 200-250 metre civarında olduğunu söyledi. Atak, “Eğer bu alanlarda yaşamayı öğrenmezsek, İzmir’i boşaltmamız gerekir. Bu yüzden bilgiyi artırmak, ardından güçlendirme ya da dönüşüm desteklerini planlamak zorundayız” ifadelerini kullandı.
İmar barışına giren yapılar da değerlendiriliyor
İMO’nun ODTÜ ile birlikte geliştirdiği hızlandırılmış değerlendirme yöntemine değinen Atak, “Bu yöntemle riskli yapıların performans analizini yapıyoruz. Böylece hangi binaların güçlendirilmesi ya da dönüştürülmesi gerektiğini net biçimde belirliyoruz” dedi.
İzmir’de 2020 depreminden bu yana yapı stokuna ilişkin yürütülen çalışmaların Karşıyaka ve ardından Konak ile devam edeceğini kaydeden Atak, “Bütün ilçeleri kapsayan verilerle İzmir’in risk haritasını daha net görebileceğiz” dedi.