İzmir’in Kemalpaşa ilçesine bağlı Nazarköy, 80 yılı aşkın bir süredir cam nazar boncuğu üretimiyle tanınıyor. 1900'lü yılların ortalarından itibaren bölgede üretilen bu boncuklar, geleneksel yöntemlerle yapılıyor. 39 yaşındaki Uğur Karataş, 3'üncü kuşak olarak bu mesleği sürdüren nadir ustalardan biri. Ailesinin ve köyün geçmişinden gelen bu sanatı yaşatmak için büyük bir özveriyle çalışıyor. Ancak, imitasyon boncukların piyasaya girmesiyle birlikte, bu geleneksel zanaat, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumda.
Ata yadigarı meslek, zorluklarla devam ediyor
Uğur Karataş, 11 yaşında başladığı cam nazar boncuğu yapımını 28 yıldır sürdürdüğünü belirtiyor. Ailesinin de bu mesleği yaptığı bir ortamda büyüyen Karataş, babası, dedesi, dayısı ve abisi gibi tüm aile fertlerinin bu sanatı icra ettiğini anlatıyor. "Eskiden nazar boncuklarını şişe camlarından geri dönüşümle yaparlardı. Biz şişeleri temizlerdik. 11 yaşında bu mesleğe başladım. Babam, dedem ve abilerimle birlikte çalışarak öğrendim," diyor Karataş. Ancak son yıllarda, köydeki atölye sayısının hızla azaldığını ve sadece 3 aktif atölye kaldığını üzülerek dile getiriyor.
Köyde kaybolmaya yüz tutmuş bir zanaat
Nazarköy'deki cam nazar boncuğu üretimi, 1942 yılında Mısır asıllı 3 kardeşin köye gelip, mesleği öğreterek daha da yayıldı. Ancak Karataş, 2007'de köyün adının değiştirilerek "Nazarköy" olarak anılmaya başlanmasına rağmen, köydeki atölyelerin sayısının hızla azaldığını belirtiyor. İmitasyon boncukların etkisiyle, köydeki eski ustalar işlerini kaybetmeye başladı. Bugün sadece 3 atölyede bu geleneksel zanaat sürdürülüyor. "Eskiden köyde 18 atölye vardı. Ama artık ekonomik zorluklar ve dışarıdan gelen imitasyon boncuklar nedeniyle ustalar bu işi bırakmak zorunda kaldı," diyor Karataş.
Gençler meslek olarak tercih etmiyor
Uğur Karataş, geleneksel cam nazar boncuğu üretiminin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koruma listesine alındığını ancak yeni neslin bu işi meslek olarak tercih etmediğini belirtiyor. "Yeni nesil ekonomik olarak bu mesleği yapmak istemiyor. Çoğu genç, fabrikalarda çalışmayı tercih ediyor. Şu an köyde 3 atölye var. Eğer fabrikalarda çalışan ustalar geri dönebilse, köyde 10 ocak yanar," diyor. Karataş, bu mesleği severek yaptığına ve 1200 derece ısıda çalışarak zanaatını yaşatmaya devam ettiğine vurgu yapıyor.
İmitasyon boncuklar ve geleneksel üretimin farkı
Karataş, geleneksel cam nazar boncuğunun özellikleri ile imitasyon boncuklar arasındaki farkı da anlatıyor. İthal gelen boncukların iç deliklerinin beyaz olduğunu, ancak geleneksel yöntemle yapılan boncukların demir geçtiği için bir pas lekesi olduğunu ve gözlerinde hafif kabarcıklar olduğunu belirtiyor. Bu özelliklerin, orijinal el yapımı boncuğun karakteristik özellikleri olduğunu söyleyen Karataş, tüketicilere bu farkları tanıtmak istediklerini vurguluyor: "İnsanların bu farkı görüp, orijinal el yapımı boncuğu tercih etmelerini istiyoruz."