İzmir’e 35 kilometre uzaklıkta bulunan Urla, tarihi dokusunu koruyan yapıları, antik kenti Klazomenai’nin izlerini taşıyan kalıntıları ve eşsiz doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Bu şirin ilçe, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yaparak günümüzde Ege’nin gözde duraklarından biri haline gelmiş durumda.
İsimde gizlenen tarih: Urla’nın kökenleri
Urla’nın isminin kökeni de tarihi kadar ilginçtir. Bizans döneminde “Bryela” olarak bilinen Urla, Tanrı’nın Kadını’na (Meryem Ana) adanmış bir anlam taşırken, daha sonraları “Vourla” olarak evrilmiştir. Yunanca’da sazlık anlamına gelen bu isim, zamanla Urla halini alarak bugünkü adını oluşturmuştur.
Antik dönemden günümüze Urla
Urla’nın tarihî kökenleri, M.Ö. 4000’lere kadar uzanıyor. İskele Mahallesi’nde yer alan Limantepe Höyüğü, bu geçmişi gözler önüne seriyor. Ege Denizi’nin en eski limanlarından biri olarak kabul edilen bu alan, tarihin derinliklerine ışık tutarken, bölgenin antik ticaret rotalarında da önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor. Limantepe’nin yanı başında yer alan Klazomenai antik kenti ise antik çağlarda zeytinyağı üretimi ve ticaretiyle öne çıkıyordu.
Osmanlı döneminde Urla
Urla, 1330’lu yıllarda Aydınoğulları Beyliği’nin himayesine girmiş, daha sonra ise Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarına katılmıştır. Osmanlı döneminde gelişen ticaret, tarım ve denizcilik faaliyetleriyle Urla, Ege Bölgesi’nin önemli merkezlerinden biri olmuştur. 16. yüzyılda Ayşe Hafsa Sultan tarafından vakıf yapısına dahil edilen Urla, Osmanlı dönemi izlerini taşıyan tarihi camileri, çeşmeleri ve hamamlarıyla geçmişin zarafetini günümüze taşır. Sungurlular Camii, Denizli Mahallesi Camii ve Hacı Turan Kapan Camii gibi yapılar, ilçenin Osmanlı döneminden kalan değerli miraslarıdır.
Kültürel etkinliklerle renklenen Urla
Sadece tarihî zenginlikleri değil, aynı zamanda kültürel etkinlikleriyle de Urla dikkat çekiyor. Her yıl düzenlenen Enginar Festivali ve Bağ Bozumu Şenlikleri, hem yöresel ürünlerin tanıtıldığı hem de geleneksel kültürün yaşatıldığı etkinlikler olarak öne çıkıyor. Ayrıca, Türkiye’nin tiyatro sahnesine sahip ilk köyü olan Bademler Köyü de Urla’nın kültürel kimliğini güçlendiren bir başka değer.