1 Haziran 2002 tarihinde İzmir Karşıyaka'da, o dönemde 27 yaşında olan Osman Dikici, evinin önünden kimliği belirsiz kişiler tarafından zorla kaçırıldı. O günden beri kendisinden hiçbir iz bulunamayan Dikici’nin ailesi, yıllardır süren kayıp arayışlarını hâlâ sürdürmekte. Anne ve baba, oğullarını bulabilmek için başvurmadıkları yol, gitmedikleri yer bırakmadılar. Ancak, tüm çabalarına rağmen yıllardır bir sonuç alınamadı.
"Bizim Osman ile işimiz var"
Osman Dikici’nin babası Kemal Dikici, oğlunun kaybolduğu gece, kendilerine gelen gizemli bir telefondan bahsetti. Telefonu açan kişi, "Bizim Osman ile işimiz var, bir ay bizimle kalacak" demişti. Kemal Dikici, oğlunun kaybolmasından önce, Osman’ın tanıdığı polislerle ilişkisi olduğunu ve bazı polislerin rüşvet almasıyla ilgili bilgilere sahip olduğunu iddia etti. Bu gelişme, olayı daha da karmaşık hale getirdi.
"Ömrümün yarısı ağlamakla geçti, kanser oldum"
Kemal Dikici, yıllarca süren arama ve dava süreçleri nedeniyle kanser hastası olduğunu ve her gün ağladığını belirtti. "Ömrümün yarısı ağlamakla geçti, kanser oldum. Oğlumun dirisini de ölüsünü de aradık. Oğlum canlı gelirse dünyalar benim olur," diyerek oğlunun kaybolmasının acısını anlattı.
Anne Fatma Dikici ise oğlunun kaybolduğundan beri büyük bir özlem içinde olduğunu ve "Oğlum şimdi karşımda olsa doya doya sarılır, özlem giderirdim" dedi.
Osman'ı kaçıranlardan biri kırmızı bültenle aranıyor
Dikici ailesi, Osman’ın kaybolmasının ardından açtıkları davalarla süreci yargı önüne taşımaya çalıştılar. 20 yılı aşkın bir süre sonra, dosyayı yeniden açtırarak zaman aşımına uğramadan soruşturmanın devamını sağladılar. Ayrıca, Osman’ı kaçıranlardan birinin Ukrayna’da olduğu ve kırmızı bültenle arandığı bilgisine ulaşıldı.