İzmir'de böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize bağlı bir yaşam süren Yüzbaşı Tansu Hatipoğlu (41) ve öğretmen Tuğçe Saygı (50), aynı kadavradan bağışlanan böbreklerle sağlığına kavuştu. Yıllardır diyaliz tedavisi gören iki hasta, 17 Eylül’de gerçekleştirilen başarılı nakil operasyonu sonrası yeni bir hayatın kapılarını araladı. Hatipoğlu, "Kadavradan böbrek nakli, ülkemizde kan bağışı gibi teşvik edilmeli," diyerek organ bağışının önemine dikkat çekti.
Kadavra bağışıyla yeni bir yaşam
İzmir’in Karşıyaka ilçesinde yaşayan Yüzbaşı Tansu Hatipoğlu, 2017'den bu yana diyalize bağlı bir hayat sürdükten sonra kadavradan böbrek nakli ile sağlığına kavuştu. Hatipoğlu’nun eşi donör olmak istese de, etik kurul tarafından onaylanmadı. Aynı süreçte Almanca öğretmeni Tuğçe Saygı da böbrek nakli bekliyordu. 2019’da nakil olan Saygı'nın vücudu böbreği reddetmiş, tekrar diyaliz sürecine dönmüştü. Acıbadem Kent Hastanesi’nde aynı kadavranın böbrekleriyle hayata dönen iki hasta, sağlıklı bir yaşamın tadını çıkarmaya başladı.
"Yaşama sevincimi kazandım"
Diyalizin zorlu bir süreç olduğunu belirten Tansu Hatipoğlu, tedavi sürecinin günlük yaşamını nasıl etkilediğini anlattı. “Haftanın 3 günü diyalize girmek, seyahatlerimizi ve hayat planlarımızı kısıtlıyordu. Nakil sayesinde yaşama sevincimi yeniden kazandım,” diyen Hatipoğlu, artık karavanıyla dünyayı gezmeyi planladığını söyledi.
"Üçüncü hayatıma başladım"
Daha önce karaciğer nakli olan ve şimdi böbrek nakliyle yeniden sağlığına kavuşan Tuğçe Saygı ise bu süreci, “Bu benim üçüncü hayatım. Organ nakli, insanlara umut oluyor. Kadavradan bağışın desteklenmesini çok önemsiyorum,” şeklinde özetledi.
"Kadavra bağışının artması lazım"
Acıbadem Kent Hastanesi Böbrek Nakli ekibinden Dr. Işık Özgü, organ bağışının yetersizliğine vurgu yaparak, "Kadavra bağışı, canlıdan organ nakline alternatif olarak daha fazla desteklenmeli. Beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden yapılan bağışlarla hayat kurtarıyoruz. Ülkemizde bu bağışların artması gerekiyor,” dedi