İzmir'in Gaziemir ilçesinde Aslan Avcı Kurşun Fabrikası tarafından yeraltına gömülen radyoaktif atıklar, çevre ve halk sağlığı açısından büyük risk oluşturuyor. Yıllardır temizlenmeyen bu alan, İzmir Barosu’nun Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na (IAEA) yaptığı resmi başvuru ile dünya gündemine taşındı. İlgili başvuruda, bu alanın “Nükleer Maddelerin Fiziksel Korunması Sözleşmesi”nin ihlalini barındırdığı ifade edildi.

İzmir Barosu'ndan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na çağrı

İzmir Barosu’nun IAEA’ya gönderdiği mektupta, Türk hükümeti ve Türkiye Nükleer Düzenleme Kurumu'nun, 2006 yılından bu yana bölgedeki nükleer atıkların kökenini araştırmakta yetersiz kaldığı belirtildi. Baro, bu sorunun çözülmesi için acil önlem alınmasını ve bölgedeki radyoaktif atığın kökenlerinin uluslararası bir soruşturma kapsamında incelenmesini talep ediyor.

İzmir Seferihisar’da inşaat kazısında antik keşif! İzmir Seferihisar’da inşaat kazısında antik keşif!

Tehlikeli miras: Gaziemir'deki nükleer atık tehdidi

2000'li yılların başında Aslan Avcı Kurşun Fabrikası'nın bölgeye gizlice radyoaktif atık gömdüğünün ortaya çıkmasıyla Gaziemir, "İzmir'in Çernobili" olarak anılmaya başlandı. Sadece 50 metre uzaklıkta bir okulun bulunduğu bu atık sahası, bölge halkını tehdit ederken, baro bu durumun çözülmesi için hükümetin daha fazla sorumluluk alması gerektiğini savunuyor.

İzmir Barosu’nun talepleri: Daha şeffaf ve etkin bir çözüm

Baro, mektubunda, Türk yetkililerin IAEA ve diğer uluslararası kuruluşlarla iş birliği yaparak Gaziemir'deki atıkların güvenli bir şekilde kaldırılmasını talep etti. Ayrıca, bölgedeki radyoaktif kirliliğin, halk sağlığını ve çevreyi tehdit eden bir nükleer güvenlik olayı olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.