Ege’nin incisi İzmir, her yıl milyonlarca turiste ev sahipliği yaparken, kentin bazı ilçeleri sundukları potansiyelle ön plana çıkıyor. Bu ilçelerin başında gelen Urla, doğası, huzurlu atmosferi ve gelişen turizm altyapısıyla dikkatleri üzerine çekmeye başladı. Çeşme ve Alaçatı’nın gölgesinden çıkan Urla, artık turizmde yeni bir rota olarak görülüyor.
Urla artık kendi markasını oluşturdu
Uzmanlar ve turizm otoriteleri, Urla’nın önümüzdeki yıllarda Ege Bölgesi’nin turizm lideri olacağını belirtiyor. Pandemi sonrası doğaya yöneliş ve sürdürülebilir turizm anlayışının ön plana çıkması, Urla’nın yükselişine ivme kazandırdı. Butik otelleri, sanat galerileri, gurme restoranları ve şarap bağlarıyla “İzmir’in Toscana’sı” olarak anılan ilçe, özellikle nitelikli turistin ilgisini çekiyor.
Dört mevsim yaşayan bir destinasyon
İzmir şehir merkezine sadece 40 dakikalık uzaklıkta bulunan Urla, kolay ulaşımı sayesinde hem yerli hem de yabancı turistler için cazip hale geldi. Bölgedeki arsa ve konut yatırımları da ilçenin turizm potansiyelini destekliyor. Belediyenin yürüttüğü projelerle "sakin şehir" kimliği korunurken, Urla kitlesel turizmin ötesine geçerek kaliteli ziyaretçilere hitap eden bir destinasyon olma yolunda ilerliyor.
Urla’yı farklı kılan bir diğer özellik ise turizmin yalnızca yaz aylarına sıkışmaması. Bağ bozumu turları, zeytin hasat festivalleri, gurme lezzet rotaları ve sanat etkinlikleri ile yıl boyunca canlılığını koruyan ilçe, Ege’nin dört mevsim yaşayan nadir turizm merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor.