Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Kuzey Batı eyaletindeki Stillfontein altın madeninde, kasım ayından bu yana yeraltında mahsur kalan yüzlerce kaçak madencinin açlıkla mücadele ettiği belirtiliyor. İnsan hakları örgütleri, madenciler arasında "yamyamlık" yapıldığı iddiasını gündeme getirerek hükümetten müdahale talep etti. Ancak yetkililer, iddiaları doğrulayacak bir kanıt bulunmadığını açıkladı.

Mahsur madenciler ve insan hakları örgütlerinin tepkisi

Madencilikten Etkilenen Toplulukların Eylem Birliği (MACUA), mahsur kalan madencilerin açlık nedeniyle ölen arkadaşlarının cesetlerini yediklerine dair iddialarla Güney Afrika Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuruda, hükümetin madencilere yardım sağlamamasının insan haklarına ve yasalara aykırı olduğu belirtildi. MACUA'nın Pretoria Yüksek Mahkemesi'ne yaptığı benzer bir başvuru ise daha önce reddedilmişti.

MACUA, madende çok sayıda cesedin bulunduğunu öne sürerek, hükümetin acil müdahalede bulunmasını talep etti.

Hükümet ve polis iddialara nasıl yanıt verdi?

Kuzey Batı Eyalet Polisi Sözcüsü Adele Myburgh, "yamyamlık" iddialarının, madencilerden gelen mektuplara dayandığını ancak bu iddiaların doğrulanamadığını söyledi. Hükümet yetkilileri ise madencilerin kendi imkanlarıyla madenden çıkabildiğini ve yiyecek sıkıntısı çekmediklerini ifade etti.

Turistleri taşıyan otobüs uçuruma yuvarlandı: 13 ölü, 29 yaralı Turistleri taşıyan otobüs uçuruma yuvarlandı: 13 ölü, 29 yaralı

NatJoints tarafından yapılan açıklamada, madencilerin teslim olmamak için yeraltında kaldıkları, ancak güvenli tahliyeleri için çıkış noktalarının oluşturulduğu belirtildi. Kaçak madencilikle mücadelede hükümetin kararlılığı vurgulanırken, bu durumu tetikleyen sosyoekonomik faktörlerin ele alındığı kaydedildi.

Kaçak madenciliğin Güney Afrika’daki etkileri

Güney Afrika’da "zama zama" olarak bilinen kaçak madenciler, terk edilmiş veya gaz sızıntılarının yaşandığı madenlerde değerli maden arıyor. Ülkede 10 bin ila 30 bin kişinin kaçak madencilik yaptığı tahmin ediliyor. Sadece altın madenciliğinin yıllık ekonomik kaybının 3,8 milyar doları bulduğu ifade ediliyor.

Kaçak madencilik, maden güvenliği ve insan hakları konularında ciddi sorunlara yol açarken, hükümetin bu faaliyetlerle mücadelede izlediği politikalar kamuoyunda tartışma konusu oldu.

Kaynak: Haber Merkezi