Tiyatro tarihimizde önemli bir yere sahip olan "kavuk" geleneği, nesilden nesile devredilen bir sanat mirası olarak kabul ediliyor. Geleneksel Türk tiyatrosunun simgesi hâline gelen kavuk, tiyatro sanatına gönül vermiş isimler arasında büyük bir sorumluluk ve onurla taşındı. Kavuk, yalnızca bir aksesuar değil, aynı zamanda usta tiyatrocuların bir sonraki kuşağa bayrak devrettiği kültürel bir emanetti.

Tarihi incelendiğinde, geleneksel Türk tiyatrosunun ilk şekillenme sürecinin "Meddah geleneği" ile başladığını, ardından "orta oyunuyla" son hâlini aldığını görüyoruz. Kel Hasan Efendi’nin öncülük ettiği bu geleneği, İsmail Hakkı Dümbüllü devralarak kavuğu bir miras olarak yaşatmaya devam etti. Günümüzde ise bu değerli sembol, usta oyuncu Şevket Çoruh’a emanet edildi.

Kavuğun ilk sahibi: Kel Hasan Efendi

Kavuğun tiyatro tarihindeki yolculuğu, 1874 doğumlu Kel Hasan Efendi ile başladı. Asıl mesleği yoğurtçuluk olan Hasan Efendi, zamanla tiyatroya yönelerek döneminin önemli güldürü ustalarından biri oldu. Kendine has sahne tarzıyla izleyicinin beğenisini kazandı ve tuluat geleneğinin en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edildi. Onun mirası, öğrencisi olan İsmail Dümbüllü’ye aktarıldı.

İsmail Dümbüllü: Kavuğun sembol ismi

Geleneksel Türk tiyatrosunun en bilinen isimlerinden biri olan İsmail Hakkı Dümbüllü, 1897 yılında Üsküdar’da doğdu. Kel Hasan Efendi’nin en iyi öğrencilerinden biri olarak sahnede fark yaratan Dümbüllü, ustasından devraldığı kavuğu uzun yıllar başarıyla taşıdı. Tuluat ve orta oyununun son büyük temsilcisi olarak kabul edilen Dümbüllü, dönemin en önemli güldürü ustalarından biri hâline geldi.

Dümbüllü’nün vefatından sonra ise kavuk, Türk tiyatrosunun bir diğer önemli ismi olan Münir Özkul’a devredildi.

Münir Özkul ve kavuk geleneği

Münir Özkul, tiyatro ve sinema dünyasında unutulmaz rollere imza atarak büyük bir hayran kitlesine ulaştı. 1968 yılında "Kanlı Nigar" oyunundaki performansıyla İsmail Dümbüllü’nün dikkatini çekti ve Dümbüllü, kavuğu ona devretti. Özkul, geleneksel Türk tiyatrosunu modern tiyatro ile birleştiren oyuncuların başında geliyordu.

Münir Özkul’dan sonra bu miras, 1989 yılında Ferhan Şensoy’a geçti.

24. Uluslararası Adana Tiyatro Festivali başlıyor 24. Uluslararası Adana Tiyatro Festivali başlıyor

Ferhan Şensoy ve modern Türk tiyatrosuna katkıları

Ferhan Şensoy, geleneksel tiyatroyu modern anlayışla harmanlayarak Türk tiyatrosuna büyük katkılarda bulundu. Kendi yazdığı ve sahneye koyduğu oyunlarla büyük bir izleyici kitlesi edinen Şensoy, "Ortaoyuncular" topluluğunu kurarak tiyatro dünyasında önemli bir yer edindi. 2016 yılında ise bu kıymetli emaneti Rasim Öztekin’e devretti.

Kavuk

Rasim Öztekin ve kavuğun son temsilcisi Şevket Çoruh

Usta oyuncu Rasim Öztekin, tiyatro ve sinema dünyasında başarılı işlere imza atarak geleneği en iyi şekilde temsil etti. 2016 yılında Ferhan Şensoy’dan devraldığı kavuğu, 2020 yılında oyuncu Şevket Çoruh’a teslim etti. Kavuk geleneğini devralan Çoruh, bu emaneti, tiyatro sanatını yaşatmaya devam eden bir isim olarak taşıyor.

Kavuk, Türk tiyatrosunun geçmişten günümüze uzanan en kıymetli miraslarından biri olmaya devam ediyor. Her nesilde bir usta sanatçının omuzlarında taşınan bu sembol, Türk tiyatrosunun gücünü ve sürekliliğini simgeliyor.

Kaynak: Haber Merkezi