KÜLTÜR-SANAT

Kırkın anlamı: Kadim sembol

Dini metinlerde, destanlarda ve mitolojilerde sıklıkla karşımıza çıkan kırk sayısı, geçmişten günümüze birçok toplum için derin anlamlar taşıyor.

Abone Ol

Kırk sayısı, tarihin en eski dönemlerinden bu yana farklı medeniyetlerde ve coğrafyalarda kutsal ve uğurlu kabul edilmiştir. Babil’den Eski Mısır’a, İslam dünyasından Hristiyanlığa kadar geniş bir yelpazede bu sayının önemine rastlanmaktadır. Babil'de Ülker yıldızının 40 gün kaybolup tekrar görünmesi yeni yılın habercisi olarak görülürken, Eski Mısır'da astronomik değişimlerin kaynağı olarak kabul edilmiştir.

İnanç ve geleneklerde kırk sayısı

Orta Doğu’nun kadim halkları olan Babilonyalılar, Aramiler, İsrailliler ve Araplar kırk sayısına farklı anlamlar yüklemişlerdir. Meyve ve bitkilerin 40 günde olgunlaşması, bazı bölgelerde 40 gün süren yağmurlar ve doğum sonrası 40 gün lohusa dönemi gibi inançlar bu sayıya kutsiyet kazandırmıştır. Eski Türk inançlarında da doğum, evlilik ve ölüm süreçlerine özgü "kırk çıkarma" gibi uygulamalar vardır.

Türk Destanlarında kırk sayısı

Kırk sayısı, Türk mitolojisinde de sıklıkla karşımıza çıkar. Manas Destanı’nda "kırk yiğit ve kırk kız" motifleri işlenirken, Dede Korkut hikayelerinde kırk gün süren düğünler ve toylar, önemli olayların sembolü olmuştur.

İslam’da kırk sayısının önemi

İslam inancında da kırk sayısına önemli bir yer verilir. Kur’an-ı Kerim’de Ahkaf, Araf ve Maide surelerinde kırk sayısından bahsedilmektedir. Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) 40 yaşında peygamberlik verilmesi ve tasavvufta kırk günlük “çile” süreci gibi dini ritüeller bu sayının manevi değerini göstermektedir.

Tasavvufta kırk sayısı

Tasavvufta, manevi olgunluk ve yükselişi simgeleyen kırk sayısı, "Ricalül-gayb" kavramıyla da ilişkilidir. "Kırklara karıştı" deyimi, bu manevi yolculuğun ifadesidir. Alevi ve Bektaşi geleneklerinde de kırk sayısının özel bir yeri vardır.

Günümüzde kırk sayısı ritüelleri

Günümüzde kırk sayısına dair inançların bir kısmı devam ederken, bazıları zamana yenik düşmüştür. Özellikle lohusa dönemi sonrası yapılan "kırk çıkarma" gibi ritüeller, bu sayının enerjisine yönelik inancın günümüzde de sürdüğünü göstermektedir.