İzmir 5. Kitap Fuarı kapsamında düzenlenen Uzun Havuz Sahnesi Söyleşi Programı’nın konuğu, Alman filozof-yazar Wilhelm Schmid oldu. “Mutluluk” teması etrafında gerçekleştirdiği felsefi söyleşide Schmid, mutluluğun geçici bir duygu olduğunu ve modern çağ insanının bu arayışta çoğu zaman mutsuzluğa sürüklendiğini ifade etti.
“İnsanlar hep mutlu kalmak ister ama mutluluk sabit kalmaz”
Sözlerine “Davetiniz için çok teşekkür ediyorum” diyerek başlayan Schmid, mutluluğun felsefenin en eski sorularından biri olduğunu vurguladı. Schmid, “İnsanlara mutluluk nedir diye sorduğumda; ‘iyi hissettiğimde’, ‘faturalarımı ödeyebildiğimde’ ya da ‘başarılı olduğumda’ gibi yanıtlar alıyorum. Ancak mutluluk, sabit bir duygu değildir” dedi.
Modern insanların mutsuzluğu kabullenmekte zorlandığını belirten Schmid, “Mutluluğun peşinde koşarken mutsuzluğa yakalanıyoruz. Hayat sadece olumlu duygularla ilerlemez; acı da bunun bir parçası. Bu gerçeği kabul etmeden mutlu olamayız” ifadelerini kullandı.
“Aşkta ve hayatta farklılıkları kabullenmek gerekiyor”
Konuşmasında ilişkilerdeki beklentilere de değinen Schmid, “İki âşık hep aynı fikirde olamaz. Zamanla fikir ayrılıkları oluşur. Farklılıkları kabullenirseniz, sorunlar büyümez. Aksi halde ayrılığa kadar giden bir süreç başlar” dedi.
“Modern insanın en büyük sorunu depresyondur”
Schmid’e göre modern çağın en büyük problemlerinden biri de depresyon. Kendi yaşamından örnekler veren filozof, depresyonla baş etme sürecinde felsefenin kendisine büyük katkı sağladığını dile getirdi:
“Hayatımızın bazı dönemlerinde depresif olabiliriz. Bu, geçici bir durumdur. On yıl boyunca hastanede filozof olarak görev yaptım ve depresyon hastalarıyla çalıştım. Onların düşünce sistemleri genellikle kısır döngü içinde ilerliyor. Farklı bir düşünceye geçmekte zorlanıyorlar.”
“Melankoli, insan olmanın bir parçası”
Depresyonun antik dönemlerde ‘melankoli’ olarak adlandırıldığını hatırlatan Schmid, Aristoteles’in “Melankoliye kapıldıysan mutlu ol” sözünü aktardı. Melankolinin yaratıcı düşünceyi beslediğini söyleyen Schmid, “Van Gogh, Einstein gibi birçok yaratıcı kişi melankolik yapıdaydı. Melankoli bir hastalık değil; insan olmanın doğal bir parçası” dedi.
Kış aylarında Almanya’da melankolinin arttığını belirten Schmid, “Hiçbir sebep olmadan melankolik hissedebilirsiniz. Bu çok doğal. Hayat böyle, zaman zaman mutluluk, zaman zaman da melankoliyle geçiyor” ifadelerini kullandı.
"Hayatı bırakmak isteyenlerin sayısı endişe verici”
Schmid, Türkiye’de intihar oranlarının yüksekliğine de dikkat çekti. “Hayatı bırakmayı düşünen insanlara, bu kararlarının sonuçlarını yeterince düşünüp düşünmediklerini soruyorum. Genelde bu insanlar hayata çok dar bir pencereden bakıyor. Yeni insanlarla tanışmak, yeni yerler görmek bakış açısını değiştirebilir” şeklinde konuştu.