İngiltere Başbakanının Starmer'ın Kıbrıs Adası ziyareti programında KKTC'nin bulunmaması sebebiyle Kıbrıslı Türkleri tarafından eleştirildi.
Bu eleştiriler, Starmer'ın sadece Rum yönetimiyle görüşmesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni (KKTC) kapsamayan bir ziyaret yapması üzerine yoğunlaştı.
Starmer, Kıbrıs'a yaptığı ziyaretin "bir ayrıcalık" olduğunu belirtirken, günün ilerleyen saatlerinde Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile bir araya geldi. Starmer’ın bu ziyareti, İngiltere Başbakanı olarak adaya yapılan ilk ziyaret olma özelliği taşıyor; bir önceki ziyaret 1971 yılında dönemin İngiltere Başbakanı Edward Heath tarafından gerçekleştirilmişti.
İngiltere ve GKRK işbirliğini arttırmakta kararlı
İngiltere, Türkiye ve Yunanistan ile birlikte Kıbrıs sorununun üç garantör gücünden biri olarak, adadaki gelişmeleri yakından takip ediyor.
Ayrıca, İngiltere'nin Kıbrıs'ta hâlâ iki askeri üssü bulunuyor.
Starmer, Hristodulidis ile görüşmesinde, Suriye, Lübnan ve Gazze’deki son gelişmeleri ele alırken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki (BMGK) İngiltere'nin misyonunu ve Kıbrıs’taki çözüm çabalarına katkı sağlama konusundaki rolünü vurguladı.
Görüşme sonrası yayımlanan ortak bildiride, güvenlik, savunma, ekonomi, ticaret ve göç gibi birçok alanda işbirliğinin artırılması gerektiği ifade edildi.
Kıbrıslı Türkler'den eleştiri: Eşit muamele beklentisi
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı, Starmer'ın ziyaretine tepki göstererek, İngiltere'nin Kıbrıs'taki iki tarafı eşit şekilde değerlendirmesi gerektiğini belirtti.
KKTC'nin açıklamasında, İngiltere'nin garantör güçlerden biri olarak, Kıbrıs sorununun her iki tarafıyla da eşit muamele etme yükümlülüğü bulunduğu vurgulandı.
"Bu tutum güven inşa etme çabalarını baltalar"
Açıklamada, "Kıbrıs Türk halkının varlığını görmezden gelmek ve sadece Rum tarafıyla görüşmek, taraflar arasında güven inşa etme çabalarını baltalar" denildi.
Ayrıca, Starmer'ın KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile de bir görüşme yapmasının beklendiği ifade edilerek, "Birleşik Krallık, her iki tarafı da eşit olarak kabul ettiğini ve sürdürülebilir bir gelecek için her iki tarafı da teşvik edeceğini göstermelidir" denildi.