Evrensel'in haberine göre Kuşadası ilçesinde Adagöl olarak bilinen mesire alanında Maia Perla adıyla yapılması planlanan 153 yataklı otel inşaatı için verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararına karşı dava açıldı. Kuşadası Kent Dayanışması tarafından açılan davada yürütmeyi durdurma da talep edildi. Cangı Avukatlık bürosu tarafından Aydın Nöbetçi İdare Mahkemesi'ne verilen dava dilekçesinde projenin Kuşadası halkı tarafından "Adagöl" olarak anılan ve kıyı kenar çizgisine bitişik olan önemli bir alanda hayata geçirilmesinin çevreye ve kamu yararına aykırı olduğu belirtildi.
Projedeki farklılıklar
Dava dilekçesinde şu itirazlar öne çıktı;
Dilekçede, çeşitli kamu kurumlarından alınan görüşlerde projenin oda sayısının farklılık gösterdiği (130, 153, 156 oda şeklinde) belirtilerek, "ÇED Gerekli Değildir" kararının dayanağı olan proje tanıtım dosyasındaki 153 oda bilgisiyle çeliştiği ifade ediliyor. Bu durumun, sağlıklı bir değerlendirme yapılmadığı şüphesini doğurduğu belirtiliyor. Proje alanının, 1/100.000 ölçekli Aydın-Muğla-Denizli Çevre Düzeni Planı'nda "Makilik-Fundalık-Çalılık Alan" ve "Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi/Turizm Merkezi" lejantında kaldığına dikkat çekiliyor. Plan hükümlerine göre, "Makilik-Fundalık-Çalılık Alanlar"ın doğal yapısının korunması esas olup, bu alanlarda yapılabilecek faaliyetlerin sınırlı olduğu ve konaklama tesislerinin (sağlıklı yaşam tesisleri hariç) düzenlenmediği vurgulanıyor.
Doğal yaşama zarar vereceği endişesi var
Proje alanının kıyı kenar çizgisine bitişik ve sahil şeridi içerisinde kaldığı belirtilerek, Kıyı Kanunu'nun sahil şeritlerinde yapılaşmaya getirdiği sınırlamalar hatırlatılıyor. Sahil şeridinin ilk 50 metrelik kısmında yapılaşmanın kesinlikle yasak olduğu ve geriye kalan alanda ise yalnızca kamu yararına açık günübirlik turizm yapı ve tesislerinin yapılabileceği ifade ediliyor. Dava konusu otel projesinin bu hükümlere aykırı olduğu savunuluyor. Proje Tanıtım Dosyası'nda yer alan bilgilere göre, faaliyet ve etki alanında IUCN Kırmızı Liste kategorilerine göre tehlike altında olan Kumru, Kır Kırlangıcı, Saka, Kınalı Keklik ve Bıldırcın gibi kuş türlerinin bulunduğu belirtiliyor. Projenin bu türlerin yaşam alanlarına zarar vereceği endişesi dile getiriliyor.
Telafisi güç veya imkansız zararların doğabilir
Hiçbir faaliyetin çevresel etki değerlendirmesinden muaf tutulamayacağı ilkesi vurgulanarak, Anayasa ve uluslararası çevre koruma sözleşmeleri ışığında, böylesine büyük bir projenin ÇED sürecinden geçirilmesinin zorunlu olduğu savunuluyor. Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin hükümlerinin Anayasa'nın 90. maddesi gereğince dikkate alınması gerektiği belirtiliyor. Dava dilekçesinde çevre hukukunun temel ilkelerinden olan "İhtiyat İlkesi"ne vurgu yapılarak, bilimsel olarak kesin sonuçlar beklenmeden potansiyel çevresel zararın önlenmesi gerektiği, bu nedenle uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğacağı gerekçesiyle, öncelikle yürütmenin durdurulması talep ediliyor.