Etkinlik, EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı M. Kaan Özhelvacı’nın açılış konuşmasıyla başladı. EGİAD Başkanı Özhelvacı, M&A süreçlerinin Türk şirketleri için küresel pazarda büyüme ve rekabet avantajı kazanma noktasında nasıl önemli fırsatlar sunduğuna değinerek, “Firmalar için büyüme, rekabet gücünü artırma ve uluslararası pazarlara açılma açısından stratejik fırsatlar sunan birleşmeler, ortaklıklar ve devralmalar; yani M&A, yalnızca finansal büyüklük değil, aynı zamanda kültürel ve vizyoner bir dönüşüm başlatır. Bu süreçler, şirketlerin sadece büyümelerini değil, aynı zamanda doğru strateji ve vizyonla güçlenmelerini sağlar” dedi.
“Her fırsat beraberinde bir sorumluluk getiriyor”
Türkiye'nin stratejik coğrafi konumu, genç ve dinamik nüfusu ile M&A dünyasında büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Özhelvacı, şunları ekledi:
“Evet, fırsatlar büyük; pazar geniş; lojistik avantajlarımız tartışılmaz. Ancak, her fırsat beraberinde bir sorumluluk getiriyor. Yatırımcılar ülkemize umutla bakarken, öngörülebilirlik, hukuk sistemi ve döviz riski gibi unsurlar, karar süreçlerinde belirleyici olmaya devam ediyor.”
“Yatırımcılar sürdürebilirliğe bakıyor”
“Ekonomik dalgalanmalar, regülasyon belirsizlikleri ve finansmana erişim sorunları elbette süreci zorlaştırabiliyor. Yine de özellikle teknoloji, enerji ve lojistik sektörlerinde halen bir hareketlilik söz konusu. Yatırımcılar artık sadece “büyüklüğe” değil, sürdürülebilirliğe, şeffaflığa, doğru kurumsal altyapıya bakıyor. İşte bu kriterleri karşılayan Türk şirketleri için, uluslararası sermaye hâlâ ulaşılabilir bir hedef.”
“ABD’nin ticaret savaşları, küresel tedarik zincirlerini yeniden şekillendirdi.”
“Dünyada dengeler değişiyor. ABD’nin başlattığı ticaret savaşları, küresel tedarik zincirlerini yeniden şekillendirdi. Firmalar, üretim ve ihracat üslerini çeşitlendirmek istiyor. Bu tabloda Türkiye, alternatif bir üretim merkezi, stratejik bir partner olarak öne çıkıyor. Ancak bu fırsatı değerlendirebilmek için doğru konumlanmalı, uluslararası standartlara uygun hareket etmeli ve etkin bir iletişim dili kurmalıyız.” diye ekledi.
“Kurumsal yapı yatırımcıların kararlarını etkiliyor”
M&A süreçlerinin yalnızca finansal rakamlarla ölçülmediğini de belirten Özhelvacı, kurumsal yapı, yönetim kalitesi, vizyoner liderlik ve kültürel uyum gibi unsurların yatırım kararlarını etkileyen en önemli faktörlerden biri olduğuna dikkat çekerek: “Yanlış bir algı da şu şekildedir. Yatırımcı sadece rakamlara bakar algısı. Gerçek şu ki; kurumsal yapı ve liderlik gibi unsurlar, yatırımcı kararlarını en az finansal veriler kadar etkiler.” dedi.
Özhelvacı, genç iş insanlarının M&A süreçlerine katılımının, sadece finansal değil, aynı zamanda yönetsel ve vizyoner gelişim için fırsatlar sunduğunu vurgulayarak, “Bu süreçler, kurumsallaşma yolculuklarını hızlandırarak, işlerimizi uluslararası boyuta taşıyabilir. Ayrıca, yatırımcıların ve potansiyel ortakların beklentilerini anlama becerisi, bir girişimci için paha biçilemez bir avantajdır.” dedi.
“Üyelerimiz büyürse Türkiye büyür”
EGİAD’ın 18. Yönetim Dönemi’ndeki temel hedeflerinden birinin firmaların dış pazarlara açılması ve ihracatlarının artırılması olduğunu belirten Özhelvacı, şunları söyledi;
“Biz biliyoruz ki, üyelerimiz büyürse, Türkiye büyür. Türkiye büyürse, gençlerimize daha fazla umut, daha fazla istihdam, daha parlak bir gelecek sunabiliriz. EGİAD olarak bu gelişmelerde üyelerimiz için bir vizyon açmak en büyük dileğimizdir.” Özhelvacı, seminerin amacının genç iş insanlarını küresel vizyona sahip, stratejik düşünen ve fark yaratan liderler olarak yetiştirmek olduğunu belirterek, şunları ifade etti: “M&A süreçlerini odağımıza almamızın sebebi, genç iş insanlarını küresel fırsatları değerlendirebilecek bir bakış açısıyla yetiştirmektir. Bu seminerle, bilgi birikimini artırmayı ve yol gösterici rehberlik sağlamayı amaçlıyoruz. EGİAD’ın 18. Yönetim Dönemi’nde, genç iş insanlarının küresel pazarda daha güçlü bir şekilde varlık göstermeleri için gereken stratejik adımların atılması, büyük bir öncelik taşımaktadır. Bu tür etkinliklerle, üyelerimiz vizyonlarını genişletmeye ve uluslararası fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye teşvik ediyoruz.”
“İki ay önceye kadar pozitif ilerliyorduk”
Söz alan Nafiz Kerim Kotan ise yatırımcılara şu tavsiyeleri verdi;
“Amerika dünyaya kendi borçlarını dünyaya ödettirmeye çalışıyor. Çinin elindeki bonoları satmaya başlamasıyla Asya pazarında çok büyük kur savaşları bekliyoruz. Türkiye’deki siyasi kriz ortamı, son bir senedeki ekonomik gelişmeleri gölgeledi. Reformlar yapıyorduk, gri listeden çıkmıştık. Türkiye’ye 5 senedir bakmayan yatırımcılar bakmaya başlamıştı. Şu an geldiğimiz noktada bir duraksama var.”
“Amerika’nın Türkiye’ye az faiz vermesi bizim için bir avantaj. Türkiye’de mal üretmeyi, şirket açmayı planlayan firmalar oluşmaya başladı.
“Yaşamadığımız bir uzaylı istilası kaldı”
Son bir iki aydır yaşadıklarımız yatırımcıları öldürüp bitirecek şeyler değil. Son 10 senede yaşamadığımız bir uzaylı istilası kaldı, gelirseler ilk Türkiye'ye gelecekler göreceksiniz. Yabancı yatırımcılar da bunun farkında. Rusya, savaş öncesi 150 milyar dolar, Çin ise ticaret savaşları başlamadan önce 160 milyar dolar yabancı sermaye çekiyordu.
Ülkelerin yatırımcı çekmesinde politik öngörülebilirlik ve hukukun durumu çok önemli. Yatırımcı risk almaya hazır halde geliyor, hesap kitap yapıyor, önümüzdeki 5 seneyi göremiyorum diyor. Risk primi arttıkça öngörülebilirlik ve iştah düşüyor.
Gümrük vergileriyle beraber birçok ülke üretimini kendini yapmaya başlayacak, içine kapanacak. Şirketler de risk faktörünü düşürebilmek için hangi pazarlarda satın alım yapabilirim diye düşünecek dolayısıyla M&A devam edecek.
“Bu siyasi ortamda yatırımcı gelmez demek yanlış”
“Bu siyasi ortamda yabancı yatırımcı gelmez diyorsunuz, yanlış, alakası yok. Yabancı yatırımcı makro yatırımlarının getirisi olup olmayacağına bakar. Bunu çok iyi anlamamız lazım. Türkiye hala çok ciddi bir bölgesel güç. Coğrafi avantajlarımızı koruyoruz. Yatırımcılar için bu pozitif görünse de zaman zaman bölgedeki gerginliklerle beraber negatif yorumlanabiliyor. Türkiye Mehmet Şimşekten beri çok ciddi bir dönüşüm yaşıyor. İhracatçılar ne kadar zarar görse de makro ekonomi alanında gelişmeler var.”
Şirketlere tavsiyeler veren, "Yabancı yatırımcılar olaya sizin kadar duygusal bakmıyor. Kurumsallığınızı geliştirmeli, ortaklık yoluyla şirketinizi güçlendirmelisiniz." Dedi.
Seminer sonunda ise, EGİAD Sakız Ağacı Korusu Projesi kapsamında Nafiz Kerim Kotan adına bağışlanan sakız fidanı sertifikası kendisine sunuldu.