Kaç Suriyeli ülkesine döndü? Kaç Suriyeli ülkesine döndü?
Münevver Karabulut’u öldüren ve 2014 yılında cezaevinde intihar ettiği açıklanan Cem Garipoğlu’nun mezarının DNA eşleşmesi için açılmasıyla mezardan çıkmayan kefen tartışma yarattı. Cem Garipoğlu, 2009'da İstanbul Bahçeşehir’deki villasında 17 yaşındaki Münevver Karabulut’u vahşice öldürmüş, 197 gün firar ettikten sonra polise teslim olmuştu. 2014'te Garipoğlu’nun cezaevindeki tek kişilik odasında kendini asarak intihar ettiği açıklanmıştı. Ancak, Garipoğlu’nun cezaevindeki ölümüyle ilgili şüpheler yıllardır tartışılıyor, Garipoğlu’nun cezaevinden kaçırıldığı ve yurt dışına yerleştiği önce sürülüyordu. Karabulut’un ailesi, Garipoğlu’nun mezarının açılması için iki kez savcılığa başvurmuş ancak bu talepler reddedilmişti. 3 Ekim 2024'te Cem Garipoğlunun mezarının açılmasıyla yeni bir tartışma başladı.Üsküdar'daki Karacaahmet Mezarlığı'nda polis ekipleriyle güvenlik önlemleri alınarak açılan mezarda Münevver Karabulut'un ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, mezarda kefen olmadığını, ceset bütünlüğünün bulunmadığını belirtti.

"Mezardan çıkmayan kefen Cumhuriyet Savcılığı'na giydirilmiştir"

Hukukçu Prof. Dr. Adem Sözüer, bu gelişmelere dair sosyal medya hesabından bir açıklama yayımladı. Sözüer, "On yıl sonra mezardan çıkmayan kefen, Adalet Bakanlığı tarafından kendine bağlı Adli Tıp Kurumu, İnfaz kurumu ve Cumhuriyet Savcılığına giydirilmiştir" dedi. Sözüer yaptığı paylaşımda, "Ceza adaletine güvenin kökünden sarsıldığı bir ortamda, Bakanlık bir çok kamu görevlisini, intihar etmeyen kişiyi cezaevinden kaçırma fiilinin olağan şüphelisi haline getirmiştir. Adalet Bakanlığı bir inceleme yapıp da bu üç kurumdaki çok sayıdaki yetkilinin intiharı ve müntehirin kimliğini tespit eden işlemlerde bir sahtecilik veya usulsüzlük mü tespit etti de fethi kabir işlemi yapıldı? Yıllardır fethi kabir talebi kabul edilmemişken, ortaya kabri açtıracak yeni bir delil mi çıktı? Eğer böyle bir delil yoksa ve mezar açılması gerekiyorduysa bu kadar zaman niye beklendi? Değişen ne oldu?" diye sordu.

"Kurumun yapacağı DNA incelemesine kim güvenir?"

"Şimdi kurumun yapacağı DNA incelemesine kim güvenir?" diye soran Sözüer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Adalet Bakanlığı iddialar üzerine bir inceleme yaptı da; ölü muayenesinde, otopsi işleminde, teşhiste, kamera kayıtlarında, defin ve savcılık işlemleri gibi bir çok resmî işlemde bir sahtecilik veya usulsüzlük mü tespit etti? Adli Tıp Kurumu'nun otopsisine güvenilmedi, mezar açıldı peki şimdi kurumun yapacağı DNA incelemesine kim güvenir? 10 yıllık sürede mezara müdahale edilip edilmediği bakımından bir inceleme yapıldı mı? Bu sorulara ne cevap verilirse verilsin, şüphe ve komplo teorileri sürecektir."