Ümit Özdağ: Bir Talatlar ölür, bin Talatlar doğar Ümit Özdağ: Bir Talatlar ölür, bin Talatlar doğar

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

TV100’de Kübra Par’ın sorularını yanıtlayan Dervişoğlu, "Türk siyasetinde İYİ Parti'ye ihtiyaç var" dedi. Hem iktidarı hem de ana muhalefeti eleştiren Dervişoğlu, "Mevcut iktidarın yerinde olsam, İYİ Parti'nin içiyle uğraşmam; iktidara talip görüntüsü sergileyen ana muhalefet partisinin de yerinde olsam, İYİ Parti ile uğraşma tercihinde bulunmam" ifadelerini kullandı.

“AK Parti ve CHP'nin yerinde olsam İYİ Parti ile uğraşmam”

İYİ Parti’deki istifalar hatırlatılıp partinin nasıl merkez parti olacağı sorulan Dervişoğlu, “Siyasetin merkezi olmak için o siyasi partinin hacmine değil; fikrine, düşüncelerine ve kadrolarına bakılır. Bizim o alanlardaki çalışmalarımız tamamlanmak noktasında. Ben milletin ihtiyacı olan bir şeyi talep ediyorum. Türk siyasetinde İYİ Parti’ye ihtiyaç duyulduğu kanaatini taşıyorum. Ben mevcut iktidarın yerinde de olsam İYİ Parti'nin içiyle uğraşmam. İktidara talip görüntüsü sergileyen ana muhalefet partisinin yerinde olsam da İYİ Parti’yle uğraşma tercihinde bulunmam. Çünkü demokrasinin gücünün gerçekten ortaya çıkarılması için İYİ Parti gibi merkez yaklaşımla sorunları kucaklayacak partilere ihtiyaç vardır" yanıtını verdi.

"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye'yi anormalleştirdi"

Dervişoğlu, normalleşme sürecine yönelik değerlendirme yaptı. Dervişoğlu normalleşme adımlarına ilişkin özetle şunları söyledi: “Normalleşmeye neden ihtiyaç duyulduğuna bakmak lazım. Ya da anormalleşmenin nerede başladığını doğru belirlemek lazım. 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtiğimiz andan itibaren Türkiye’de bir anormalleşme söz konusu oldu. Dolayısıyla demokrasi yerine tek adamlık, hürriyet yerine bahşedilen lütfedilen özgürlükler, adalet yerine kayırmacılık, vatandaşlık yerine sığınmacılık, eşitlik yerine yandaşlık gibi kavramlar Türk toplumuna yerleştirildi. Dolayısıyla halkın kendisine olan güveni de, bunlara bağlı olarak aşağıya doğru, bunları duydukları güven de bütün bu olup bitenlere bağlı olarak aşağıya çekilmeye başlandı. Anormalleşme Cumhurbaşkanı’nın tek adamlığıyla başladı. Belki de Recep Tayyip Erdoğan'ın karakteriyle ve siyasi meşrebi ile mütenasip olmayan eleştirilerin de muhatabı olmasına vesile oldu o sistem." 

“Siyasetçi ne söyleyeceğini bileceği kadar, ne söylememesi gerektiğini de idrak etmeli"

İYİ Parti Lideri Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın normalleşme süreciyle birlikte muhalefeti tanzim ettiği iddialarına için ise şu açıklamayı yaptı: “Sadece kürsülerden her türlü hakareti yapıp kürsünün altından da; ‘siyasettir bu ne yapalım söylenmesi gereken şeyleri söylüyoruz’ demek, o bahsettiğimiz olumsuzluğu ortadan kaldırıyor mu ya da siyasetçiye vatandaşın bakış açısını güzelleştiriyor mu? Siyasetçi ne söyleyeceğini bileceği kadar, ne söylememesi gerektiğini de idrak eden insan olmalıdır. Yani günün şartlarına göre istifade alanı oluşturabilmek adına birtakım söylemleri sertleştirmek değildir siyaset."

“Duruma göre vaziyet alınmaz”

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Meclis Genel Kurulu’na geldiğinde CHP Grubu’nun ayağa kalkmasına ilişkin görüşleri sorulan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu; “Bu konuya siyasi beklentiler üzerinden değil, devlet gelenekleri üzerinden bakmanın daha yerinde olduğu kanaatini taşıyorum. Duruma göre vaziyet alınmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yabancı bir devletin başkanı geldiğinde eğer onu ayakta karşılaşıyorsanız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı geldiğinde de ondan farklı bir tavır sergilememeniz icap ediyor” dedi.