E-mail göndermek, projeye başlamak, sağlıklı yaşama adım atmak ya da basit bir randevuya yetişmek… Günümüzde pek çok kişi, hayatını erteleyerek yaşamaya devam ediyor. Peki, sürekli erteleme eğilimi neden bu kadar yaygın hale geldi? Bu alışkanlık hayatlarımızı nasıl etkiliyor?

Erteleme alışkanlığının psikolojik kökleri: Korku ve stresin etkisi

Uzmanlar, ertelemenin genellikle bir kaçınma davranışı olduğunu belirtiyor. İşler karmaşıklaştıkça, çoğu insan mükemmel bir sonuç elde edememe ya da başarısız olma korkusuyla erteleme yoluna gidiyor. Bu korku, özellikle yüksek beklentilerle büyüyen bireylerde daha da belirgin bir hale geliyor ve kişinin kendini yeterince hazır hissetmesini zorlaştırıyor.

Ertelemek

Mükemmeliyetçilik ve yüksek standartların getirdiği tükenmişlik

Erteleme davranışının bir diğer yaygın nedeni mükemmeliyetçilik. Çoğu insan, yapacağı işin mükemmel olmasını beklerken en küçük ayrıntılarda bile saplanıp kalıyor. Mükemmeliyetçi bireyler, yeterince iyi olmadığını düşündükleri işleri başlatmaktan bile kaçınarak zaman kaybediyor ve bitmemiş işlerin birikmesiyle strese giriyor.

10 adımda en etkili dil öğrenme teknikleri 10 adımda en etkili dil öğrenme teknikleri

Anlık zevklerin peşinde koşma ve uzun vadeli hedeflerin önemsizleşmesi

Dopamin temelli aktiviteler, uzun vadeli hedeflerin ertelenmesine neden olabiliyor. Sosyal medya kullanımı, video izleme ve kısa süreli tatmin sağlayan diğer aktiviteler, kişiyi "anlık zevkler" peşinde koşmaya itiyor. Uzun vadeli projeler ve sorumluluklar ise bu kısa süreli tatminlerin yanında daha zorlayıcı gelmeye başladığı için erteleniyor.

Erteleme döngüsünden nasıl çıkılır?

Uzmanlar, erteleme alışkanlığını yenmek için öncelikle küçük adımlarla başlanması gerektiğini öneriyor. Kişisel farkındalık geliştirmek, günün belirli saatlerinde dijital cihazları kapatmak, küçük hedefler koyarak başarı hissini yaşamak, erteleme döngüsünden çıkmak için ilk adımlar olabilir.

Kaynak: Haber Merkezi