İzmir Barosu Nevzat Erdemir Salonu, Nermin Abadan Unat’a adanan Göç Sempozyumu'nun üçüncüsüne ev sahipliği yaptı. Etkinliğin açılış konuşmasını Konak Kent Konseyi Mülteci Meclisi Başkanı Mete Hüsünbeyi yaptı.
"Mülteciler üretimin temel parçası"
Hüsünbeyi, sempozyuma Nermin Abadan Unat’ın adının verilmesinden onur duyduklarını belirterek, “Yurt dışındaki göçmen Türk işçiler ve kadın sorunları konularında önemli çalışmalara imza atan Nermin Abadan Unat’ın ismini yaşatıyoruz” dedi.
Türkiye'nin mülteci sayısında dünyada önde geldiğini vurgulayan Hüsünbeyi, “Ancak nüfusa oranla bakıldığında bu konuda Ürdün ve İran önde. Mülteciler, nitelikli iş gücü açığını kapatıyor. 4+4+4 eğitim sistemi ve çıraklığa ortaokuldan sonra geçilmesi nedeniyle gençler hizmet sektörünü tercih ediyor. Mültecilerin işsizliğe yol açtığı iddiaları gerçeği yansıtmıyor” ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler 2024 verilerine göre dünyada 120 milyon insanın yer değiştirdiğini belirten Hüsünbeyi, “Barış, tüm dünya halkları için elzemdir. İç barışını sağlamış olan Türkiye'nin de bu süreçteki rolü önemlidir. Hiçbir annenin ağlamadığı, kimsenin yuvasız kalmadığı bir dünya diliyoruz" dedi.
"Göçün doğası kalıcılıktır"
Sempozyumda söz alan Prof. Dr. Murat Erdoğan ise, toplantıda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Erdoğan, Türkiye'deki göç tartışmalarının son yıllarda siyasi hatalar nedeniyle daha hassas hale geldiğini belirterek, “Göçün doğası kalıcılıktır. Ne kadar çalışma yaparsak yapalım bazı gerçekleri değiştiremeyiz” dedi.
Türkiye’deki göç olgusunun sadece Suriyelilerle sınırlı olmadığını, beyin göçü gibi farklı göç türlerinin de yaşandığını söyleyen Erdoğan, “İzmir nüfusunun yaklaşık yüzde 70’i iç göç kökenli. Toplum olarak mobiliz ve bu değişimlere alışkınız” ifadelerini kullandı.
"Toplumun tepkisi doğal"
Prof. Dr. Erdoğan, Türk toplumunun mültecilere karşı zaman zaman sözel tepkiler verdiğini, fakat davranışsal olarak olumsuz bir tutum sergilemediğini vurguladı. Almanya’ya giden Türk işçilerin, hem Alman ekonomisine katkı sağladığını hem de Türkiye'ye döviz gönderdiğini hatırlatarak, “Doğru yürütülen bir göç süreci ülkeyi kalkındırır” dedi.
Türkiye’de düzensiz göçle mücadelede yaşanan sorunlara da değinen Erdoğan, "Son 10 yılda 2.5 milyon düzensiz göçmen yakalandı ancak sadece 500 bini sınır dışı edilebildi" bilgisini paylaştı.
"Toplumsal gerçeklik ve rahatsızlık var"
Erdoğan, Suriyeliler konusundaki toplumsal kaygılara da dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Türkiye'de Suriyelilere verilen poliklinik hizmet sayısı 200 milyonu aştı, eğitim harcaması ise 8-10 milyon civarında. Toplumun bunun hesabını sorması en doğal hakkıdır. Köyden kente göç nedeniyle tarım ve hayvancılık sekteye uğradı. Ayrıca, kurumların siyasallaşması veri güvenilirliğini zedelediği için kriz yönetimi de zorlaşıyor."
Son olarak Suriyelilerle ilgili toplumsal eğilimleri değerlendiren Erdoğan, “Türk toplumunun yüzde 91’i Suriyelilere vatandaşlık verilmesine karşı. Suriyelilerin yüzde 89’u ise Türkiye’de kalmak istiyor. Toplumsal bir gerçeklik ve rahatsızlık var. Bu durumu en az zararla nasıl çözeceğimizi düşünmeliyiz” diye konuştu.