Günümüzde, daha önce tabu olan konuları konuşmak normalleşiyor. Sosyal medya ve günlük hayatta, doğum sonrası kadın bedenindeki değişimlerden iş yerinde ruh sağlığına kadar birçok konunun normalleşmesi yönünde çağrılar yapılıyor. Amaç, zararlı ve tehlikeli olabilecek tabuları yıkmak.
Duyarsızlaşma nedir?
Duyarsızlaşma, bireylerin veya toplumların belirli bir konuya, duruma veya olaya karşı hissettikleri duygu ve tepkilerin zamanla azalması ya da kaybolması durumudur. Bu süreç, sürekli benzer türdeki haberler veya olaylarla karşılaşmak sonucunda meydana gelir. Duyarsızlaşma, insanların yaşanan acılara, toplumsal sorunlara veya krizlere karşı duyarsız hale gelmesine neden olabilir ve bu da sorunların göz ardı edilmesine veya çözüm arayışlarının azalmasına yol açabilir.
Duyarsızlaşma nasıl gerçekleşiyor?
Bir araştırmaya göre tüketiciler tekrar tekrar aynı tür habere maruz kaldıklarında ondan rahatsızlık duyabiliyor hatta bu gibi haberlerden kaçabiliyorlar. Bunun tek nedeni yeniliğe aç olmaları değil; hiçbir şeyin düzelmediğini ve değişmediğini gördüklerinde ayrıca rahatsız oluyorlar.
Duyarsızlaşmayı engellemenin yolları
Duyarsızlaşmayı engellemek için ne yapmalıyız? Dünyada yaşanan sorunları "normal" olarak kabul etmeden hayatımıza devam edebilmek mümkün mü? İşte bazı öneriler:
-
Farkındalık ve Belirli Saatler: Haberleri belirli saatlerde ve daha yüksek bir farkındalıkla tüketmek, duygusal dengeyi korumak için önemli.
-
Çeşitli Medya Kaynakları: Bilgili olmak ve "medya rejiminizi" daha çeşitli tutmak, konulara dair derinlemesine bilgi edinmenize yardımcı olabilir.
-
Farklı İçerik Tüketimi: İlgilendiğiniz bir haber konusunda, sadece son dakika haberlerine odaklanmak yerine, birinci şahıs anlatımları, belgeseller ya da sesli kitaplar gibi farklı içerik türlerine yönelmek faydalı olabilir.
-
Farklı Bakış Açıları: Savaş veya çatışma gibi konularda tüm tarafların bakış açılarını yansıtan içerikleri tüketmek önemlidir.