Özgür Özel Bornova'da Konuştu

Bornova Günleri

Özgür Özel Toplu Açılış Töreninde kendisinin ve ailesinin yollarının Bornova ile kesiştiği anları paylaştı:

“1985’te geldim, okula kaydımı yaptırdım. 10 yaşındaydım, anne babamdan ayrıydım. Ellerim titreye titreye bir kayıt belgesi doldurdum. Biraz önce başkanım ilk karnemi, ilk kayıt belgemi almuş. Yolumun Bornova ile ilk kez kesiştiği imzayı da beraber göreceğiz. O günden bugüne ben Bornova’dayım. Kızım Bornova Anadolu Lisesi mezunu, babamın doğum yeri Bornova. Bugün kendi memleketimde, sizlerle birlikteyim”

Bornova'da yapılması planlanan projeleri ve Sarnıç Köyü'ndeki camiinin bakım planlarını paylaştı:

“18 açılış yapacağız, temel atmalar yapacağız. Bir kısmını gezdim, gördüm. Bunların arasında motokurye parkı da var, kent market var, kent lokantası var, kent akademisine gittik, eğitim yuvamızı gördük. Sağlıklı atıştırmalık üretim tesisine kadar birçok hizmet temelini atacağız. Manisa’mıza 15 dakika mesafe de Sarnıç Köyümüz var, camisi içine girilemeyecek durumda, muhtarın ve müftülüğün talebi vardı. Ömer kardeşim de orada bir proje yapmış. Hem Filistin’e dayanışma duygularımızı gönderiyoruz hem seçimden önce sıkışınca ‘bunlar gelirse ezanı dindirecekler’ diyen iftiracılara inat camiyi de açıyoruz, ezanı da okutuyoruz. Biz bu ülkedeki herkesi ne inancına ne doğduğu yere göre değil, kimseyi ayırmadan Bornova’yı, İzmir’i, Türkiye’yi bağrımıza basıyoruz. CHP budur, bundan gurur duyuyorum”

Özel aynı zamanda Bornova'da açılan Kent Market'ler ile ilgili konuşarak bu projenin tarafsız sosyal belediyecilik ile ilgili oluşturduğunun altını çizdi:

“Ömer [Ekşi] bizi kent markete götürdü. Elime hiçbirimizin kime verildiğini bilmediği bir kart verdiler. Arabayı ben sürdüm. Gökhan Zeybek bir aileye ne lazımsa, un, irmik, kuru fasulye, yağ, diş fırçası, alt-üst takım aldı, kasaya gittik. Markette alışveriş yapar gibi, hesaba çıkardılar. Dediler ki ’52 kredinizi kullandınız, 60 krediniz kaldı’. Marketten kredi kartı ile alışveriş yapar gibi, torbamızı doldurduk, uygar bir şekilde, yoksulluğumuz yüzümüze vurulmadan, birileri bize, ‘bak partiye üye oldun, doydun’ demeden, sosyal yardımın nasıl yapılacağını Ömer bugün tüm Türkiye’ye gösterdi”

ÇARE CHP

Özel yerel seçim başarısını hatırlatarak, iktidarın seçim ekonomisini eleştirdi:

“Gücümüzü milletimizden, güvenimizi de yaptığımız işten alıyoruz. Ülke genelinde 412 belediye de CHP’li başkanlarımızla halka hizmet sunuyoruz. Pandemide, doğal afetlerde milletin yanında duruyoruz. İktidarın neden olduğu ekonomik krizde, sosyal projelerle, sosyal belediyecilik anlayışıyla onların yanında duruyoruz. Mahalleye bir tane araba çekip, AKP’ye üye olanın evine kömür atıp, AKP’li başkanı göstere göstere buğday, bulgur, un dağıtalım, yoksulluğu yönetelim oylarını alalım’ diye bakmıyoruz”

Özel iktidarın ekonomi politikalarını eleştirdi, Erdoğan'ın yıllardır enflasyonu düşüremediğinin altını çizen özel, CHP yönetiminin AB üyeliğinde ilerleyeceğini ve vatandaşın alım gücünü arttırıcağını ifade etti:

“Şimdi mesele, vatandaşı duyma, derdini çözme dönemi. Biliyorum, sen çözümün değil sorunun adresisin. Bu sorunların var bir çaresi, onun da Cumhuriyet Halk Partisi. Dün çıkmış diyor ki ‘enflasyonu tek haneli rakamlara indireceğim’. Bunu söylediğinde yıl 2017’ydi. 7 yıldır aynı sözü veriyor, sözünü tutamıyor. Lafla peynir gemisi yürüsün istiyor, yürütemez. En son bunu söylediğinde enflasyon yüzde 12’ydi, yüzde 100’lere çıkardı. Halen daha tek rakama indireceğim diyor. Bu sene kendi hedefleri 38’di, 41 olarak düzeltmişler, 50’nin altında kimse beklemiyor. Enflasyonun yüzde 50’si demek, 100 lira olan malın 150 lira olması demektir. Bu enflasyon hesabını Tayyip Bey kendi yönetimine aldığı TÜİK’e yaptırıyor. TÜİK neyin kısaltması? Tayyip Bey’i Üzmeyen Kurum’un kısaltması. Asgari ücretliyi, çalışanları, emekliyi üzüyor çünkü herkes zammı buna göre alıyor. TÜİK hesabı düşük yapıyor, milletin cebindekini çalışıyor. Enflasyon yüzde 60’tan yüzde 50’ye düşürünce diyor ki ‘ben enflasyonu düşürdüm’ enflasyon eksiye düşerse fiyatlar düşer. Şunu görüyoruz ki AKP kesinlikle ve kesinlikle ekonomiyi iyi yönetememektedir. Bu ülkenin geleceğine yönelik doğru işler yapmamaktadır. Ülkeye verecek hiçbir şeyi yoktur, bu ülkenin çaresi CHP’dir”

“AKP paradan 6 sıfır atmakla övündü. 6 sıfır attılar, maaşlardan da 6 sıfır attılar. Biz, öyle 6 sıfır falan atmayacağız. 1 tane 0 atacağız ama o 0’ıı sadece fiyatlardan atacağız. 10 yıllık CHP iktidarının sonunda alım gücünü bugünün 10 katına çıkaracağız. Bunu nasıl olacak? Uzun uzun ekonomistler anlatıyor. Makroekonomik planları anlatıyorlar, para politikalarını anlatıyorlar, adil bir vergi sistemini hazırlıyorlar, güçlü bir istihdam modelini hazırlıyorlar, sanayileşme, ekonomik kalkınma modeli, yüksek katma değerli bir sanayinin inşasını hep birlikte hazırlıyoruz. Temel hedef Atatürk’ün gösterdiği hedef, gelişmiş ülkeleri yakalamak ve geçmek. AB’de milli gelir ne kadar? 54 bin dolar. Tayyip Bey’in öve öve bitiremediği Şangay iş birliği örgütü var. O örgütün çok zengin, güçlü ülkelerin dışında tüm üyelerin geliri 4 bin 500 dolar. CHP bu geminin ilk kaptanının gemiye verdiği istikamette gidecek, AB’ye üye olacak ve alım gücü bugünkünün 10 katı olacak.”

Kutuplaşırsak Kaybederiz

Özel konuşmasında sokak röportajında sunduğu demeçler yüzünden tutuklanan Dilruba Kayserilioğlu'nu hatırlatırken, CHP'nin sosyal belediyecilik faaliyetlerini anlattı. AK Parti'nin kutuplaştırıcı politikalar izlediğini öne süren Özel, Erdoğan'ın kutuplaştırma politikaları ile iktidarda kalmayı hedeflediğini ifade etti:

“Biz, CHP olarak işimizi yapıyoruz. İktidara da görevini hatırlatıyoruz. Bizim işimiz kent lokantası, kent market, asfalt, bir tek çocuğun yatağa aç girmemesi, yaşlılarımıza sahip çıkmak, kreş, anaokulu yapmak, bizim işimiz olmasa da cami yapmak, okul yapmak. Ama bu iktidarın işi, bu ekonomik krizi çözmek. Bu iktidarın işi, işsizliğe çare bulmak. Enflasyonu düşürmek. Bunların işi hayat pahalılığını durdurmak. Bunlarla hiç uğraşmayanlar, bambaşka işlerle uğraşıyorlar. Aydın’dan gelen hayvansever kardeşimi oturttuğum sandalyeye Dilruba kardeşimi oturttular. Dilruba’ya cezaevinde dedim, ‘seni burada bırakmam, bugün değilse yarın salacaklar, mecburlar’ ama dedim ki, söylediğin sözle kalbi kırılan olmuş olabilir. Aman ha, birilerini kırar, üzersek bu ülkede yeniden kutuplaşmaya yol açarsak, bu birilerinin istifade etmeye çalıştığı bir duruma dönüşür. O günden sonra, ‘Dilruba’yı yanına oturttu’ diye konuştular. 8 gün geçti, teğmenlerin yemin törenlerindeki kılıç çarpma görüntülerini gündeme getirdiler. AKP baş aşağı gidiyor, kurulduğu günden beri ilk kez 2’nci parti oldu. Neden? Çünkü CHP 1’inci oldu. O günden bugüne Tayyip Bey bu kötüye gidişi gördü, kutuplaşmak istiyor. Bundan dolayı bir gerginlik çıkarmak istiyor ama Dilruba’dan çıkarıyor ama teğmenlerden çıkarıyor ama Tayyip Bey’in bir tane amacı var, kavga etmek, gerilim çıkarmak, açlığı ve yoksulluğu unutturmak. Yıllardır yaptığını yapmak istiyor. İstiyor ki, ‘evet açsın, yoksulsun ama tehlike çok büyük oyu yine bana vermelisin yoksa ezanı dindirirler’. Öyle ucuz, öyle kolay, öyle bedava siyaset, enflasyonu düşürmeden, yoksulluğu düşürmeden oyları toplamak yok. O dönem bitti”

 

“Asla ve asla kutuplaşmanın oyununa gelmeyeceğiz. Geçen gün çıktı diyor ki ‘Dilruba AKP seçmenine laf etti, Özel, özür dilesin’. Dün  İzmir Havaalanı’nda sordular, dedim ki ‘ben CHP’nin genel başkanıyım, özür dileyecek bir cümle söylemedim. AKP’lileri kıracak, üzecek hiçbir şey söylemedim ama o kızımız üzdüyse o sözleri ben telafi eder, özür dilerim. Yeter ki bu memlekette kalbi kırık bir vatandaş kalmasın’. Onların hedefi bizim birbirimizle tartışmamız, bunlar bir şey bağırsın, AKP gençlik kolları bir şey bağırsın, ülkede çatışma olsun. Öyle bir hesaba asla ve asla izin vermeyeceğiz. Bu memlekette iktidar değişip de vergide adaleti sağlayıp da yani onun vergi borcunu affettiği her şirketten gerçekten vergi alıp, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınacağı bir düzen kurulana kadar CHP’nin mücadelesi durmayacak, bitmeyecek.”

“Yanındakiler seni yanıltıyor. ‘Türkiye’de kavga olursa biz kazanırız yoksa CHP kazanır’. Bakın, kavgadan ne AKP ne CHP kazanır ama bütün millet kaybeder. Bir kez daha söylüyorum, sağındaki solundaki akıl verenleri bırak. Yeterince bu ülkeye hizmet ettin, bundan sonraki gerginlik, çatışma hesaplarını bırak. Bu ülke artık kavga, gerginlik sürtüşme istemiyor. Bu insanlar kardeşlik, barış, umut istiyor. Bunun için biz CHP’liler olarak gencimizle, kadın kollarımızla, milletvekillerimizle son derece dikkatli olacağız. Onlar kavga etmek isteseler de kavga etmeyeceğiz, küfretseler cevap vermeyeceğiz. Hiçbir gerginliğin tarafı olmayacağız ve söz veriyorum böyle gittiğimiz takdirde 1 seneyi biraz geçsin hep birlikte iktidar olacağız. CHP’nin yerel yönetimlerde yaptığı her doğru iş vatandaşın gönlünde yerimizi 1 mertebe daha yukarı çıkarıyor. Bütün örgütümüz belediye başkanlarımızın yaptığı işlere sahip çıkacak. Hep birlikte en iyi hizmetleri üreteceğiz. Başkanlarımız, örgütümüz çalışacak, partimiz güçlenecek ve kazanacak. CHP kazanınca Türkiye kazanacak”

Ömer Çelik'e Cevap

Harbiyelilerin yemin töreni ile ilgili konuşan Özel, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in kendi ifadelerini çarpıttığını ifade ederek, Çelik'e yanıt verdi:

“Ömer Çelik diyor ki ‘Özgür Bey, Harbiyelilerle, İmam Hatiplileri karşı karşıya getirmeye çalıştı’. Ben hayatımda bu kadar utanç verici, söyleyenin utanmadan söyleyebileceği bir yalan görmedim. Ben çıktım dedim ki, ey Erdoğan, ‘teğmenler çıkalı 1 hafta oldu, sustun, şimdi dünyanın bir lafını ettin çünkü sana, kavga çıkarmamız lazım’ dediler. O lafı nerede etti? İmam hatiplilerin derneklerinde ettin. Sen bunu yaptın, tezahürat aldın, alkış aldın ve imam hatiple teğmenleri karşı karşıya gösterdin. İmam hatipliler de teğmenler de bu ülkenin evladıdır, onları çatıştırmaya hiç gerek yok dedim. Ömer Bey, 2 gün önce benim söylediğim lafı söylüyorsun. Sen İmam Hatiplilere teğmenleri hedef gösteren Tayyip Bey’e bunu söyleyeceksin. Neden rahatsız oldunuz? Yeminde rahatsız olacak bir şey yok. Teğmenler ne demiş? ‘Mustafa Kemal’in askeriyiz’ demişler. Ondan rahatsız olmuşlar. Burada her yerden gelen insan var. Ağırlığı da Mustafa Kemal’in doğduğu yerden gelen insanlar var. Bu ülkede teğmenler bunu söylüyorsa rahat uyu korkacak bir şey yok ama o orduda bir tane teğmen bunu söyleyemiyorsa orada bir sorun var”

0 Yorum

Yorum Gönder