Rembrandt'ın "Gece Devriyesi (The Night Watch)" ve Peter Paul Rubens'in "Tahta Oturan Madonna Azizler Tarafından Hayranlıkla Karşılandı (Enthroned Madonna Adored by Saints)" eserleri, sanat tarihinin iki dev eseri olarak öne çıkıyor.

Göbeklitepe’yi bayramda 30 bin kişi ziyaret etti Göbeklitepe’yi bayramda 30 bin kişi ziyaret etti

Tablolar detaylı olarak inceleniyor

Belçika'daki Anvers Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi'nde sergilenen Rubens'in eseri 6 metreye 4 metre, Hollanda'nın başkenti Amsterdam'daki Rijks Müzesi'nde bulunan Rembrandt'ın başyapıtı ise 3,63 metreye 4,37 metre boyutlarıyla dikkat çekiyor. Zengin detayları, dramatik ışık-gölge oyunları ve izleyiciyi içine çeken dinamik kompozisyonlarıyla ön plana çıkan bu dev eserlerin halka açık şekilde restore edilmesi de izleyicilere sanat eserlerinin korunma sürecini yakından görme fırsatı sunuyor. Restorasyonun ilk adımında, sanat tarihçileri, tablonun tarihini, sanatçının kullandığı teknikleri ve malzemeleri araştırırken, bilim insanları da eserin mevcut durumunu belirlemek için çeşitli analizler yapıyor. X-ışını ve ultraviyole ışık taramalarıyla, tablonun alt katmanları ve daha önce yapılan müdahaleler detaylıca incelenirken, kimyasal analizler boyaların, verniklerin ve astar malzemelerinin bileşimini anlamaya yardımcı oluyor.

Hem görsel bütünlük sağlanıyor hem de gelecekteki olası hasarlara karşı korunuyor

Testlerin ardından restorasyon planı oluşturularak uygun yöntemler belirleniyor. Zamanla biriken kir ve eski vernik mikroskop altında temizleniyor, çatlak ve eksik kısımlar ise sanatçının tarzına uygun şekilde dolduruluyor. Son olarak eser koruyucu bir vernik tabakasıyla kaplanarak hem görsel bütünlük sağlanıyor hem de gelecekteki olası hasarlara karşı korunuyor. Gece Devriyesi'nin restorasyon ekibinden Sanat Eseri Koruma Uzmanı Nienke Woltman, yaptığı açıklamada, bu projede karşılaştıkları zorlukların, tablonun büyüklüğünden ve öneminden kaynaklandığını vurgulayarak, izleyiciler önünde çalışmayı "ilham verici ve stresli" şeklinde niteledi. Woltman, ziyaretçilerin seslerini duymasalar da gözlerini üzerlerinde hissettiklerini söyleyerek "Bu duruma alışmak zorunda kaldık. Müzede, gördüğünüz üzere güzel bir cam duvar yaptılar. Çalıştığımız yer oldukça sessiz. Bu çok önemli çünkü sessiz olmazsa, kalabalık Rijks Müzesi'nde işimizi yapmak için odaklanamazdık." diye konuştu. Restorasyon süreci için tablonun sağa, sola, yukarı ve aşağı hareket ettirilebilen özel bir kanvasa asıldığını söyleyen Woltman, kanvasın önündeki iki ayrı asansörle uzak bölgelere ulaşılabildiklerini kaydetti.

Kaynak: Haber Merkezi