Sokrates, ardında hiçbir yazılı metin bırakmamış olmasına rağmen felsefeye damga vurdu. Platon, Aristoteles ve Aristofanes gibi isimlerin diyalogları sayesinde, düşünceleri ve hayat görüşü günümüze kadar ulaştı. Özellikle Platon’un eserleri, Sokrates’in felsefi mirasını taşımada önemli rol oynadı.
Sokratik yöntem: Öğrenmenin anahtarı
Sokrates’in öğretme anlayışı “Sokratik Yöntem” olarak bilinir. Üç temel adımdan oluşan bu yöntem; soru sorma, ironi ve maiotik tekniklerini içerir. Ona göre bilgi zaten doğuştan insanın içinde bulunur ve önemli olan, bu bilgiyi ortaya çıkarmaktır. “Ebeyim” benzetmesini yaparak, insanların içindeki bilgiyi doğurtmayı amaçladığını söylerdi.
Hayatı ve görünümü
Sokrates, heykeltıraş bir babanın ve ebenin çocuğu olarak Atina’da doğdu. Platon’un tasvirlerine göre, fiziksel olarak pek dikkat çekici olmayan bir yapıya sahipti. Alçak gönüllü kişiliğiyle, felsefeyi hayatının merkezine koydu. Öğrencileri ve hayranları üzerinde büyük etkiler yaratarak adeta bir akım başlattı.
Sokrates’in yargılanması ve ölümü
M.Ö. 399 yılında Sokrates, Atina’nın tanrılarına inanmadığı ve gençleri yanlış yönlendirdiği gerekçesiyle yargılandı. Platon’un “Sokrates’in Savunması” adlı eserinde, bu dava detaylı şekilde anlatılır. Mahkeme sonucunda ölüm cezasına çarptırılan Sokrates, ölüme meydan okuyan duruşuyla felsefe tarihine geçti.
Sokrates’in yazılı eser bırakmaması, onu “Sokrates Sorunu” denilen bir tartışmanın merkezine koydu. Ancak onun sorgulama yöntemi, bugün hala eğitimden felsefeye birçok alanda kullanılmaya devam ediyor.