ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret tarifeleriyle ilgili agresif tutumu ve ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı'na yönelik eleştirileri, piyasalarda güveni zedeledi. Bu gelişmelerin etkisiyle dolar endeksi 97,9 seviyesine gerileyerek Mart 2022’den bu yana en düşük düzeyini gördü. Trump’ın gümrük vergilerine dair politikaları ve Fed Başkanı’nı görevden alma yönündeki açıklamaları, ekonomik belirsizliği artırdı. Bu durum hem resesyon hem de enflasyon kaygılarını tetikledi ve doların diğer para birimleri karşısında değer kaybetmesine neden oldu.
Avro değer kazandı
Şubat ayından bu yana değer kaybeden dolar endeksindeki düşüş, bugün 97,9 ile dibi gördü. Bu gelişmeler, dolar karşısında avronun değer kazanmasına da yol açtı. Avro/dolar paritesi 1,1573 seviyesine ulaşarak Kasım 2021'den bu yana en yüksek değerine çıktı ve yılbaşından bu yana yüzde 11,3'lük bir artış kaydetti.
Doların zayıflaması, altının ons fiyatında da yükselişe neden oldu. Küresel belirsizliklerin ve zayıf doların etkisiyle altının onsu 3.397 dolara çıkarak yeni bir rekor kırdı.
Ekonomist ve stratejist Cüneyt Paksoy, bu gelişmeleri değerlendirirken avro/dolar paritesindeki bu yükselişin yılbaşında beklenmediğini ifade etti. Dolar endeksinin 98 seviyesinin altına gerilemesinin avronun hızla yükselmesine zemin hazırladığını belirten Paksoy, bu durumun arkasında Trump’ın başlattığı ve farklı başlıklarla süren olağan dışı politikaların etkili olduğunu vurguladı.
Trump’ın başlattığı ticaret savaşının ABD lehine sonuçlanmadığını söyleyen Paksoy, bu nedenle ülke içinde bile Trump’a yönelik tepkilerin arttığını belirtti. ABD’nin farklı eyaletlerinde Trump karşıtı gösteriler düzenlendiğini hatırlatan Paksoy, politikaların beklenen etkiyi yaratmadığını söyledi.
Çin’den gelen mesajlar dikkat çekici
Paksoy, Çin’in, ABD ile birlikte Çin'e yönelik tarife uygulamayı planlayan ülkelere karşı ciddi tepkiler vereceği yönündeki açıklamasına dikkat çekerek, bunun da sürecin ABD’nin aleyhine işlediğinin göstergesi olduğunu ifade etti.
ABD’nin yüksek borç yüküne de dikkat çeken Paksoy, Fed Başkanı Jerome Powell’ın bu borcu ilk kez bu kadar açık şekilde gündeme getirdiğini ve borcun ekonomik etkilerine değindiğini belirtti. Powell’ın faiz indirimi sinyali vermemesi ve Fed’in bağımsızlığına vurgu yapması, Trump-Fed gerilimini körükledi.
ABD 10 yıllık tahvillerinin artık güvenli liman özelliğini kaybettiğini söyleyen Paksoy, 2 ve 10 yıllık tahvil faizleri arasındaki farkın açıldığını aktardı.
Jeopolitik riskler açısından da değerlendirmede bulunan Paksoy, Ukrayna’da henüz barış sağlanamadığını ve Trump’ın bu konuda da başarı elde edemediğini belirtti. İran’la süren görüşmelerin de küresel stresi artırdığına dikkat çekerek, doların artık güvenli liman olarak görülmediğini ifade etti.
Son olarak Paksoy, avro/dolar paritesindeki yükselişin Avrupa için ne kadar avantajlı olacağının da ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
